“Bana.. Koreli ve Çinlilerin kanlarının kirli olduğunu söyledi.”
.
Sugihara bu cümleyi sevdiği kızdan duydu.
Sugihara bir Zainichiydi,Japonya’da yaşayan bir Koreli.
Sevdiği kız,Sakurai, ise Japon.
.
Kazuki Kaneshiro; etnik ayrımcılığı, tarihten gelen o içsel tortuları, okullarda giderek artan zorbalığı, dostluğu,ailedeki fedakarlıkları ve ilk aşkı bir lise öğrencisinin avuçlarına koyuyor. Bu avuçlar nefretle sıkılıyor, şefkatle dokunuyor, soğuk gerçeklikle kenetleniyor.
.
Kaneshiro’nun anlatımı tam düz bir çizgide ilerlemiyor. Değindiği çok konu var ve her bir konunun ayrı derinliği. Bir go oyunu kadar dikkatli. Ancak trenden koşarak kaçmaya çalışan bir genç kadar hızlı..
.
Japonya ve Kore ilişkilerinin dönemeçlerini görme açısından da tercih edilesi bir kitap. Yazarın da bir ‘Zainichi’ olması (Zainichi olarak adlandırılıyorsanız; Japonya’da yaşamanıza rağmen Japon vatandaşlarına eş sayılmaz,Kore’de ise hain olarak adlandırılırdınız) anlattıklarının kurgudan daha fazlası olduğunu hissettiriyor. Eğer Japon ve Kore tarihi hakkında biraz bilgiliyseniz/ilgiliyseniz satır aralarında geçenleri de yakalıyorsunuz. Kuzey Kore’deki sisteme inancın çöküşü, Japon politikaları, arada kalmışlığın psikolojisinin aile içi şiddeti tetiklemesi gibi..