Benim bir problemim var.
İnsanlar tarafından çok eleştirilen bir şeyin aslında o kadar da kötü olmadığında inandırıyorum kendimi. Mesela Stephenie Meyer. Tamam, sonuçta Alacakaranlık'ı yazdı ama o kadar da kötü olamaz, değil mi?
Kitaba başlarken kafamda bu düşünceleri döndürüp duruyordum. Bu kitap bir tür popüler kültür miti gibiydi, ne
bazı kitaplar insana okumayı sevdirir. işte bu kitap o kitap. filmi izlemenize gerek yok. kitap o kadar güzel anlatılmış ki filme ya da herhangi bir görsele gerek duymayacaksınız. öyle heyecanlı öyle duygusal ve öyle fantastik ki her kesim okuru bir şekilde kitap kendine bağlıyor.
"Ben bu türü beğenmem" demeyin arkadaşım emin olun bu türü beğeniyorsunuz. hatta bu kitap türü sizin tam istediğiniz kitap.. :)
Saygılar..
Spoiler içerir!
Kitabın ilk başlarını gerçekten çok hoşuma gitmişti çünkü Göçebe gerçekten kendi ayaklarının üstünde durabilen inatçı ve ayrıca sert birisiydi zamanla değişti. Ayrıca Jared ona vurduğunda bile hala ona karşı anlamsız duygular içerisindeydi ve her Jared’ı gördüğümde kaçıyordu özellikle ilk kaldığı küçük mağaramsı yere gidiyordu. Birazdık dik başlı inatçı olmasını gerçekten isterdim. Korkak gibi kaçması yerine dik durması ya da ilk anlarda Jared a karşı ( hiç tanışmamasına rağmen) romantik duygular hissetmeyip tanıdıkça (kendi gözleriyle) ona aşık olması daha güzel olurdu. Göçer’in davranışları dolayısıyla bıraktım.