Göçebe ve Dış Dünya

Anatoly Michailovich Khazanov

Göçebe ve Dış Dünya Sözleri ve Alıntıları

Göçebe ve Dış Dünya sözleri ve alıntılarını, Göçebe ve Dış Dünya kitap alıntılarını, Göçebe ve Dış Dünya en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Göçebelik, hiçbir şekilde kapalı bir sistem değildir. Göçebe karakterini sadece topluluk içi unsurlar değil, topluluk dışı unsurlar da şekillendirir. Göçebeliğin kendine has özelliklerinin küçümsenmesi, bu özelliklerin mübalağa edilmesi kadar hatalı bir davranıştır.
Sayfa 79
Reklam
Ögedey’e Çinli danışmanının önerisi
Çin imparatorluğunu at sırtında ele geçirebilirsin ama at sırtında yönetemezsin.
Sayfa 365
Göçebeler, siyasî yönden tebaiyet ve kendi tarımcılarını yağmalamama karşılığında, yabancıları yağmalama hakkı ile ödüllendiriliyordu.
Sayfa 335
Tarihten alınacak tek ders, tarihten alınacak bir dersin olmamasıdır.
Sayfa 326
Tabgaçlar gibi
Hunlar, kendi deyimleri ile “at sırtında savaşa giderek bir devlet kurmuş olmakla” gurur duyuyorlar. Sonraki dönemlerde bazı göçebelerle beraber 4. ve 5. yy’larda Çin’e gelen ve burada kısa süreli devletler kuran Hun boyları at sırtından indiklerinde ise, kısa sürede Çinliler tarafından asimile edileceklerdir.
Sayfa 381
Reklam
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki; ne pastoral göçebelik ne de bir başka iktisadî yapı tamamen durağan olmayıp, bütün iktisadî sistemler başkalarının aleyhine de olsa genişleme eğilimi taşırlar.
Sayfa 119
Göçebelerin göçlerini ve göçün karakterini belirleyen en önemli unsur, hayvanlarına uygun otlaklar bulabilmektir. Lakay Özbeklerinin “Hayvanların yemi topraktadır, insan elinden yerlerse doymazlar.” anlamı taşıyan deyimleri bu konuya bir örnek teşkil eder.
Sayfa 122
Göçebelik, hiçbir şekilde kapalı bir sistem değildir. Ekolojik ve sosyo-ekonomik determinist bakış açısında olduğu gibi, göçebe toplulukların işleyiş ve gelişimlerini sadece kendi ortamlarında içeriden bakarak tanımlamaya çalışmak asla başarılı bir sonuç vermez.
Reklam
Göçebe" kavramı, çeşitli ilim adamları için değişik anlamlar ifade etmesine rağmen, uzun bir süredir artık iki ana eğilimi ifade etmek için kullanılmaktadır. Bir grup ilim adamı göçebeleri, ken­dilerine has iktisadi yapılardan bağımsız şekilde ele alıp, gezgin bir hayat tarzı olarak tanımlarlarken, diğer bir grup ise göçebeleri tarımla uğraşmayan veya uğraşsalar bile sınırlı bir şekilde ve ikin­ci dereceden bir iktisadi bir faaliyet olarak yapan gezgin pastora­listler olarak tanımlamaktadırlar.
İktisadi bakış açısından tanımlanacak olursa, pastoral göçe­belik, yaygın ve ağırlıklı bir iktisadi faaliyetin gezgin hayvancılık türü olduğu ve topluluk üyelerinin çoğunluğunun hayvanlarıyla beraber göç ettiği kendine has bir besin üretim ekonomi tipidir.
Keza, Türkiyenin kıyı bölgelerine yakın yerlerde tarım geliş­tikçe, Yörükler hayvanlarını birkaç ay boyunca otlatabilmek için tarla sahiplerine gittikçe artan miktarlarda para ödemek zorunda kalmaktadırlar (Kolars, 1963:48-50; De Planhol, 1959:529). Sürü­lerini yazlık otlaklara götürürken ekili arazilerden geçmeleri ve çiftçilerle çatışmaların önlenmesi için Güneydoğu Anadolu'daki göçebeler de çok elverişsiz yollardan göç etmeye zorlanmaktadır­lar (Johnson, 1969:37).
Modern çağlar, her yerde eşzamanlı olmayıp, göçebelerin yeryüzündeki konumlarını esastan değiştiren asıl dönem, Orta Çağın sonunda Osmanlı, Rus ve Çin imparatorlukları gibi büyük merkezi devletlerin ortaya çıkışları ile başlamış, sömürgecilik fa­aliyetleri bu dönemi güçlendirmiş ve daha da yaygınlaştırmıştır.