Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri

Günnur Yücekal Arpacı

Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri Quotes

You can find Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri quotes, Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
“İyi insan yaşlanırsa yanıp duran ateş gibi olur. Kötü insan yaşlanırsa havası çıkan top gibi olur.”
O, Gök'ün prensibini, yani özgürlük, eşitlik, sevgi, saygı prensibini benimsediği için, o herhangi bir şeyin kulu değildir olamaz. O, insan tarafından uydurulmuş olan kanunların kölesi olamaz. O, Gök'ün ve toprağın prensibine göre hayatını sürer. Bu prensipler ve kanunlar zaten doğada vardır, gökte, toprakta, bizi çevreleyen her şeyde vardır. Çünkü bunlar insanın uydurduğu kanunlar değildir; bunlar gök ve toprak tarafından verilen hayat prensipleridir; hayatın gerçek kanunlarıdır. Yani gerçektir, yaşamaktadır. Tanrı'nın oğlu ve kızı olan Türk, Gök ve yer kanunlarına, yani doğa kanunlarına göre yaşar.
Reklam
Herşeyi yaradandır, günlük hayata karışmaz, “Gök” kelimesinin anlamı tüm evrendir. Eski Türkler onun adına kurban kesmezlerdi. Tanrının 99 sıfatı vardır, bunlardan birisi de “Yayuci” (yaradan anlamındadır). Sıfatlar ezberlenene kadar sesli söylenebilirler, ama çoğu ezberlenmişse artık saygı duyup sesli söylenmemelidir. Saygıdan dolayı kurda da
Ne sorarsın,Tanrı dağın yaşını!..? Tarih bilir destan bilir, şan bilir Şehit ruhlar bürümüştür başını Öc gününü, dökülecek kan bilir
İsa başlangıçta; bir yanağına tokat atıldığında diğer yanını gösterecek kadar hoşgörülü ve sevgi doludur. Ancak iktidar kurulduktan ve sağlamlaştırıldıktan sonra aynı din, Haçlı Seferlerine ve Engizisyon Mahkemelerine kaynaklık etmiştir. İslamiyet'te de durum pek farklı değildir. İslamiyet'in başlangıcında, Mekke'de inen ayetlerde hoşgörü ve sevgi egemendir. Kurallar daha yumuşaktır ve herkese kucak açar. Hicretten sonra, Medine İslam Devleti'nin kuruluşu ile birlikte Mekke'deki hoşgörü yerini yavaş yavaş sertliğe bırakmış ve iktidar sağlamlaştıktan sonra savaş ayetleri inmiştir. Cihat, ganimet, şehitlik gibi kavramlar İslam devletinin güçlenmesiyle ortaya çıkmıştır. Dinler, egemen konuma geldikçe, tapınaklar yapılmaya başlanmıştır. Tapınaklar egemenliğin gücüne göre büyümeye başlamış ve devasa boyutlara ulaşmış. Her şeyi görmeye kadir Tanrının gözüne batırmak istercesine büyütülmüş, yükseltilmiş, abartılmıştır." Dinlerdeki bu değişikliğin nedenini ise yine H. Y. Biçen şöyle açıklar; "Bir dinin güçsüz durumdayken kendi varlığını koruyabilmesi ancak onun hoşgörülü ve herkesi kucaklayan yapısıyla mümkündür. Lâkin güçlendikten sonra iş değişecektir.
Sayfa 69 - Çatı KitaplarıKitabı okudu
Tonı jamandı iyt qabatı,niyeti jamanda tengri tabadı-Elbisesi kötü olanı it kapar,niyeti kötü olanı Tanrı tutar
Reklam
Ben Altay'a gittiğimde,Tanrıcı başı Akay Kine bana “Siz Türkler, Arap bolup kaldınız ’’ demişti. Burada açıkça dinî inancın, ulusla yakından ilişkili görüldüğünü ve din değiştiren birinin, adeta milliyetini de­ğiştirmiş olarak algılandığını görmekteyiz.
Bir ulus öncelikle kendi yapısına, özüne, gelenek ve tarihine hatta varolduğu ve onunla şekillendiği coğrafyayla uyumlu bir inanç sistemi geliştirir. Daha sonra siyâsî, ekonomik veya askerî olarak kendisinden daha güçlü başka bir ulusun dininin sınırları içine girerek ruh dünyasının, güçlü olan ulusun dini tarafından feth edilmesine razı ya da mecbur olur. Başka bir ulusun dinî sınırlarını kabul noktasından hemen sonra tam bir değişim gösteremez ve yeni dinin içinde öncelikle bir ucube şeklinde var olur. Daha sonra kendine yeni ve baskın dinden bir entari diker ve zahirî olarak onunla bütünleşir. Bu aşamada Budist Türkler Lamaizmi, Hıristiyan Türkler Nasturiliği, Müslüman Türkler de Alevi-Bektaşi ve Mevleviliği kurarak, özlerinden çok ödün vermeden yeni dinde kendilerini var etmişlerdir. Bir sonraki aşamada ise ulus kendi mit, gelenek, inanç, değer ve özünden büyük oranda kopar ve sistemli bir hafıza kaybı ile başka bir ulusun inanç, değer, mit ve geleneğine geçerek din değiştirmenin son noktasına erişir. Talal Asad'm da dediği gibi "din aynı anda hem neden hem de sonuçtur," Din değiştirmenin son aşamasında artık karşımızda sadece yeni bir din değil yeni bir insan tipi de vardır.
Sayfa 35 - Çatı KitaplarıKitabı okudu
Herder şöyle der: Milli topluluklar eşi benzeri olmayan,kendilerine özgü oluşumlardır.Özlerini unutmuş gerileme sürecine girmiş olabilirler ama bu eski doğal otantik hallerine dönmeyeceği anlamına gelmez..
Sayfa 14 - Çatı YayınlarıKitabı okudu
''Atatürk'ün adını kötü anacak adamın boynunu altaylardan gelip keserim. Atatürk Türk'ü Türk yapan göklerin çocuğudur.''
213 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.