“Gözlerini kapasa, uyusa, uyusa, yıllarca uyusa, her şey de bitmiş olsa ve uzaklarda, çok uzaklarda bir kara kuru çocuk olarak yine yaşamaya başlasa… Bağların arasında, çay sularında… Boynunda asılı sapanı, cepleri taş dolu…Kuşlara atmazdı… Onların etinden n’olacaktı… Hüseyin Efe yanında… Daha nice şey öğretirdi dedesi ona… […] Gözlerini kapatıyor Metin. Dönmek, gitmek istiyor eski yıllara…”