Belgesel Kitaplar Serisi

Gölgedekiler

Can Dündar

Gölgedekiler Quotes

You can find Gölgedekiler quotes, Gölgedekiler book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Menemen olayı sonrası
Mustafa Kemal Bu ne haldir? Mürteciler, Hükümet Meydanı’nda ordunun subayını din adına boğazlayabiliyorlar. Binlerce Menemenliden kimse çıkıp, mani olmuyor. Bilakis tekbirlerle teşvik ediyorlar. Yunan idaresi altındayken bu hainler neredeydiler? Onların namusunu ve dinini kurtaran ordunun bir subayına reva gördükleri bu saldırının cezasını yalnız hainler değil, hepsi en ağır şekilde çekmelidir. Bundan bütün Menemen sorumludur. Menemen artık Ville Maudite yani “lanetlenmiş şehir” ilan edilmeye müstahak olmuştur. Ville Maudite ilan edilen kasaba halkı şehir dışına çıkarılır, aileler birer-ikişer memleketin diğer şehirlerine dağıtılır, tam boşaltılan kasaba tümüyle yakılır. Bugünkü ve yarınki nesillere ibret olmak üzere, Hükümet Meydanı’na büyük bir siyah sütun dikilir. Derhal harekete geçmeliyiz.
M. Kemal Çanakkale'deymiş!!!
Alan Moorehead (Yazar) İttifak Devletleri adına harekâtın en kötü rastlantılarından biri bu deha sahibi küçük rütbeli Türk komutanının tam o anda o noktada bulunmasıydı. Çünkü aksi takdirde Anzaklar pekâlâ o sabah Conkbayırı’nı ele geçirebilirler ve savaşın kaderi orada o anda belli olurdu. Oysa Mustafa Kemal o gün tam bir çılgınlıkla savaştı. Bir önsezi, talihinin doğmakta olduğunu ona hissettirmiş olmalıdır. Ya burada ölüp gidecek ya da kendisini gösterecekti. Devamlı olarak en ön siperlerde çarpışmaktaydı. Topları mevziye sokarken erlerine yardım ediyor, mermiler arasından kalkıp düşmanı kolluyor, askerlerini en ufak bir kurtuluş umudu olmayan hücumlara kaldırıyordu.
Reklam
Üçü de devrimin o tozu dumanı arasında geriye dönüp bakmayı unutmuşlardı. Dev adımlarla vaat edilen yeni ülkeye yürürken, milyonların arkasından geldiğini sanmışlardı. Oysa halk yorgundu. Kızgındı.
Çanakkale Cehennemi ( NUSRAT)
Winston Churchill (İngiliz donanma bakanı) “Ne Batı Cephesi’ndeki Alman topu, zehirli gazı ne de onların dâhiyane planları bize o kadar tesir etmedi. Nisbetine göre en etkili şey neydi bilir misiniz: Türklerin Çanakkale Boğazı’na attıkları ve demir bir tel üzerinde sallanan 20 adet mayın... Bu, bize yüz binlere mal oldu."
MUSTAFA KEMAL. .
"fikir cereyanları zor ve şiddetle reddedilemez. Aksine güçlendirilir. Buna karşı en etkin çare gelen fikir cereyanına karşı fikir cereyanı vermek, fikre fikirle karşılık vermektir. "
Paşa Hazretleri... Hiç sevdiniz mi?” “Sevmek? Vakit bulabildik mi? Bir ömür çeşitli uğraşların içinde geçti. Dağda, bayırda kurulmuş çadırlarda, karargâhlarda insan sevmeye vakit mi bulabilir? . Ama... biz de insanız. Bizim de çarpan bir yüreğimiz var. Askeriz diye mi kuşkuya düştünüz yoksa?”
Reklam
"Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz! Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
"16 Ağustos gecesi birden Paşamın arabasını gördüm kapıda... Sonra onu kucakta indirdiler. Acısı yüzünden belli oluyordu. Attan düşmüş cephede, kaburgasını kırmış. Doktoru, “Kesin yatması lazım,” diyordu. Savaşın ortasında ne mümkün... Emretti, sırtına kalın bir kalas bağladık. Sardık sarmaladık iyice. Arabasına bindi ve dimdik, geri döndü cepheye"
"Manastır’ın ortasında var bir havuz” şarkısı sizin için ne ifade eder bilmem, ama bir zamanlar Çankaya Köşkü’nün piyanosuna can veren kadın için bu şarkı koca bir hayat demek." O kadın ki, Çankaya Köşkü’nün ilk ev sahibesiydi. Kurtuluş Savaşı’nın gönüllü bir neferiydi. Adını kimsecikler duymadı. Atatürk’ün yanında bir gölge gibi yaşadı, bir sır gibi öldü. . Geride hiçbir iz bırakmadı. . Adı; Fikriye’ydi.
Menemen yargılamalari
Köylülere, “Allahınız kim sizin,” diye soruyorlar. “İstanbul’da Esad Hoca,”’ diye ifade veriyorlardı. Yani köylüler Allah’ın nerede olduğunu bile düşünmeden, böyle bilinçsiz olarak mehdi diye bunlara tapmaya kalkmışlar.
217 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.