İnsanı farklı bir dünyanın içine çeken kitaplardan biri. İstanbulda hiç bulunmadım ancak bulunan yaşayan biri de bu kitaptaki İstanbul’u farklı bir diyar gibi okuyacaktır eminim. Öyle iyi kurulmuş ki kurgu olduğuna inanmayı zorlaştırıyor. Yazarımız Wells’in zaman makinasına atlamış ve bir köşeye oturup dönemin İstanbul’unu anlatmış gibi... 1908 yılında Meşrutiyet döneminde şehrin üstüne bir “Hürriyet hayaleti” çökmüş durumda. Bu hayalet beraberinde coşkuyu, sevinci, karmaşayı ve en sonunda deliliği getirmekte. Baş karakterin yaşadıklarını Osmanlı’nın çöküş dönemini yansıtmakta ve bunu son kısımlara doğru daha iyi anlıyorsunuz. Sembollerle, mitoloji ile, sanat ve edebiyat tarihi ile bezenmiş harika bir roman.