ilk bölümler de Halt o kadar direnmesine rağmen izin vermemelerine çok sinir oldum. Krallık önceymiş falan filan.. çocuklar çöp mü? Her neyse, onun dışında seri mükemmel ilerliyor ve fazlasıyla akıcı, hiç sıkılmıyorum okurken.
Çok incelemesel bir şey yazamayacağım çünkü 4-5 yıl önce okumuştum ama okuduğumda ilk yıllardan sonra favorim bu demiştim skandiayı kurtarmaktan sonra bu düşüncem değişti tabi neyse.Will'i sevdiğim serideki nadir kitaplardan biri bu.Halt zaten all time favori karakterim.Okuyun ya güzel seri,sarıyor.Sadece Halt için bile okunur.Seriyi bayadır okumuyorum en son fidyeyi okumuştum 2 yıl kadar önce o yüzden bu biraz seri önermesi gibi bir incelemesel şey olacak. Şöyle ki ben direkt Gorlan Harabelerinden başlamadım seriye daha doğrusu başladım ama o zamanki minik ben 10.sayfadan falan sıkılmıştı.Bu denememden bir ay kadar sonra ilk yıllar 1'e bir şans vereyim dedim ve seriye beni bağlayan o oldu.Yanlış hatırlamıyorsam ilk yıllar seri bittikten sonra ya da bitmeye yakın sonradan yazılan bir kitap ama evreni ve karakterleri tanımak için çok iyi bir giriş kitabı bence.Oradaki her karakteri sonradan serinin devamında görmüyoruz tabi ama bazı güçlü karakterlerin gençliklerini ilk o zaman görüyoruz.İlk Yıllarda Prens olan Duncan ana seride daha sonra karşımıza Kral Duncan olarak çıkıyor mesela.Ya da Halt'un 16 yaşlarındaki halini görürken ana seride 30larında(?) bir halini görüyoruz.Yine favori karakterlerimden olan Crowley'i de ilk, ilk yıllarda görebiliyoruz.Çok inceleme gibi bir şey yapamadım ama kesinlikle okunmasını tavsiye edeceğim bir seri.Favori fantastik serilerimde ilk beşe net girer.Öyle okuyun ne demeye çalıştığımı daha iyi anlayacaksın.
"Böyle adamlar, genellikle etraflarına korku salarak hükmederler. Dolayısıyla, bölgelerine genç ve şöhretli bir şövalye geldiğinde, Deparnieux gibiler bunu bir fırsat olarak görür. Aklı sıra seni kışkırtacak, dövüşte yenip öldürerek şöhretini arttıracaktı. İnsanlar da ondan daha çok korkacak, otoritesini sorgulamayacaktı. Anladın mı şimdi?"
Oğlan usulca başını salladı. "Olması gereken bu değil," dedi hayal kırıklığıyla dolu bir sesle. "Şövalyeliğin amacı bu değildir."
"Dünyanın bu tarafında," dedi Halt, "budur."
Halt, bitmek bilmeyen sorularından dolayı onu sürekli azarlıyordu ve Horace, bu kez merakını derinlere gömmeye kararlıydı. Sorularını öğle yemeği için durduklarında sormaya karar verdi.
Verdiği karardan memnun kalarak hafifçe başını salladı. Birden aklına gelen başka bir düşünceyle kendini tutamayarak "Halt?" dedi çekingenlikle. Yanında at süren ince yapılı adamın derin bir iç geçirdiğini duydu. Kendi kendine bir tekme attı.
"Hastalanıyorsun sandım," dedi Halt soğuk bir ifadeyle. "İki üç dakikadır hiç soru sormadın."