Sevgi onun gıdası, sabır onun sığınağı, aşk ve sevda onun burağı gibidir. Her zaman sevgi sofrasında oturur o. Bu yüzden ruhu o kadar güçlü, o kadar berrak ve temizdir ki...
Irmaklar akar ruhundan dış dünyaya. Sevgi pınarları, göletleri oluşturur âdeta başkalarının kalbinde. Ama art düşünceli olanların kalbine bir türlü girememektedir. Ne yapsın kaderi değiştirmek elden gelmez ki....
Ama kötü insanlar da vardır ve çoğu zaman hep kötük düşünürler. Onların fıtratları değişmez. Onların kalpleri, ruhları daimî bir azap içindedir. Kıskançlık ve haset onların gönüllerini mengeneye alıp öyle sıkar ki artık takatsiz kalır, cansız düşerler. Ama bunun acısını yine bu güzel insanlardan çıkarmanın entrikalarını araştırırlar. Bozgunculuk yapmak ve kırıp dökmek onların şiarıdır... Yıkıcı olmak, haklı olanın hakkını vermemek onların fitratlarının kural ve kanunudur.
Davut Usta güçlü, kuvvetli bir kişiliğe sahiptir. Fizikî yapısı da alımlıdır onun. Gözleri siyah. Ama Oltu taşı kadar koyu bir siyahlıkta. Kara geceler sanki onun göz renginin yanında biraz gri, hatta beyaz kalır desek doğru olur. Kaşları bir hüzün bestesini ören mekikler gibi ince ve eğiktir Davut Ustanın. Siyah kaşlar ise keman gibi değil. Zira keman bir noktaya kadar hüzünlü beste sunar. Ondan ötesini ve son- suzluk ritminde bir soluğu sunmaya takati yetmez. Belki keman ustaları bu kaşın şeklini ve içe hüzünle karışık bir mutluluk tayfı bahşeden sırrını inceleyip, öyle yapmalılar enstrümanlarını. Tellerini ona göre germeliler, akordunu ona göre uygulamalılar. Evet hüzün ama insana ufuk açan bir hüzün sanki bu hilal kaşlardan insanın yüreğine kadar eğilir bir senfoni gibi..