Golyat'ın Ölümü

Mehmet Kemal Erdoğan

Golyat'ın Ölümü Quotes

You can find Golyat'ın Ölümü quotes, Golyat'ın Ölümü book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
NEFİS Davut şeytana bunları söyledikten sonra birdenbire karşısına cadaloz bir kadın hüviyetinde ve bir cadı keyfiyetinde nefis çıktı. O da başladı tıpkı evvelki gibi konuşmaya, aman vermeden söz taarruzuna: "Sen birlikte yaşadığımız adam. Seninle bir ömür geçirdim. Beni hiç mutlu etmedin. Asla hayatın zevklerini bana tattırmadın. Sırrına bir türlü vakıf olamadığım bir sürü ıvır zıvır işlerle beni meşgul edip susturmaya çalıştın. Ben dünyanın zevklerini istiyorum. Çok uzak ve hiçbir belirtisi görülmeyen mükafatlarla avunacak kadar ahmak değilim. Beni mutlu etmelisin. Seninle nikahlıyız. Bana dünya zevklerini tattırmalısın. Yoksa senden intikamımı alırım. Seni perişan, lezzetlerini vehim ve vesveselerle zir ü zeber ederim. Kazanımda kaynattığım büyü sularını dökerim her anına. Senin karşına yedi başlı ejderhalar çıkarırım. Bir lokma gibi seni yuttururum onlara. Kükürtlü dumanımı salarım mağaramdan bütün hayatına. Bütün 'davam' dediğin ve tohumlarına gözyaşı gönderip, ızdırap toprağında yeşerttiğin çiçekleri zehirlerim, soldururum. Bana boyun eğmezsen ve beni memnun etmezsen seni en zayıf zamanlarında yakalayıp, şeytanla işbirliği yaparak bir yaprak gibi sarartır, kuruturum. Sonbahar rüzgârı vurmuş ağaç dalları gibi kadit bırakırım. Baharı uğratmam gönül ülkene. Uğrayan ümit ve aşk çiçeklerini de fanilik kezzabı dökerek çürütürüm.."
Sayfa 80
Fesuphanallah. Bela "geliyorum" demezmiş ne kadar doğru." Allah'ım beni kötülerden ve bütün kötülüklerden koru... "O gece öfkesinden uyuyamadı Davut Usta. Fırını yaktı ve tavasını eline alıp altın süzmeye koyuldu. Belki biraz çalışır ve meşgul olursa siniri geçer ve öfkesini dağıtırdı...
Sayfa 64
Reklam
Irmaklar akar ruhundan dış dünyaya. Sevgi pınarları, göletleri oluşturur âdeta başkalarının kalbinde. Ama art düşünceli olanların kalbine bir türlü girememektedir. Ne yapsın kaderi değiştirmek elden gelmez ki....
Sayfa 11
Ecel beni bir aslan gibi kovaladıkça, önümde kabir ejderi bir leviathan gibi beni bekledikçe ve bir lokma gibi yutmak için iştahlı bir şekilde intizar ettikçe, sağımda ki mezaristan ve yokluk çukurları bakıp her gördüğümde beni elem deryasına saldıkça ve içime en korkunç azapları verdik- çe, solumdaki kaos ve yokluk uçurumları beni bir mengenede sıktıkça, başım üstünde hayatın öfke ve şiddet şimşekleri daimi çaktıkça, varlıkların korku veren çehreleri beni buna- lim girdabına çektikçe, ölümden bin beter acıları bana tattır- dıkça ben nasıl rahatlıkla zevk ederim ve huzur içinde lezzet yudumlarım. Bunları yok edebilirsen et. Beni sahil-i selamete çekebilirsen çek. Sonra bana deki 'Gel zevk edelim ve ha- yatın lezzetlerini damla damla içelim. Çağlayanlar gibi içimize boşaltalım. Yoksa ey içimdeki ses, ey menhus yaratık, ey iblis! Beni yalnız bırak. Ben elemlerimle hüzünlerimle, bir genç heykeli yapmanın verdiği ızdıraplarla onun acılarıy- la çok mutluyum. Hayatım senin çağırdığın 'bir tane yedirip ardından on tokat vuran' iklimindekinden daha füsunkar ve daha lezzetli geçiyor. Beni davet ettiğin yer ve yön bir çımaz sokaktır ve sen, beni aldatmaya çalışan menhus şeytansın.
Sayfa 78
Nevruz günlerinde şenlik için birkaç kez kırlara gitmişti o kadar. "Ne efsunkar şeymiş şu güzellik- ler arasından yürümek" diye geçirdi içinden Davut. "Ne güzelmiş dağların üstünden kanatlanır gibi yürümek ve bunca güzellikleri yukardan kuş bakışı seyretmek" dedi Davut kendi kendine.
Sayfa 44
Fıtratı kin ve öfkeyi kabul etmez. O sevginin iç dünyasını lebalep doldurduğunu her an hisseder, duyar ve yaşar..
Sayfa 10
Reklam
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.