Her insanın içinde ağırlığını duyduğu eski bir kabahatı, günahı vardır. Bunlar nedir, ne bileyim ben?.. Çocukluğumuzun küçücük yalanları, utançlarıdır, şudur, budur. Aradan on yıl, yirmi yıl, otuz yıl geçer, birden bu anılarımızı ansıyıveririrz. O zaman yüzümüze yeniden çocukluğumuzun utanç ateşi basar, kulaklarımıza dek kızarırız.