Fotoğraflarla Aziz Nesin'in Yaşam Öyküsü

Gömüyü Arayan Adam

Ali Nesin

En Eski Gömüyü Arayan Adam Gönderileri

En Eski Gömüyü Arayan Adam kitaplarını, en eski Gömüyü Arayan Adam sözleri ve alıntılarını, en eski Gömüyü Arayan Adam yazarlarını, en eski Gömüyü Arayan Adam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1970 yılında 55 yaşımdayken, yaşamımda üç önemli değişiklik yaptım: 1. O tarihten sonra hiç berbere gitmedim. Saçlarımı kendim kestim hep, hem de kağıt makasıyla. 2. Şekersiz çay içmeye başladım ve çayın tadını aldım. 3. Cıgarayı, göğsümdeki hırıltılardan uyuyamadığım bir gece, bir daha içmemek üzere birdenbire bıraktım.
Sayfa 111Kitabı okudu
167 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
175 sayfalık resimlerle dolu kendi kaleminden bir yaşamöyküsü. Evet Ali Nesin değil Aziz Nesin anlatıyor aslında yaşamını, Ali Nesin babasının kitaplarında anlattığı yaşamına dair kesitleri bize çok güzel derleyip fotoğraflarla süsleyerek bu güzel kitapla sunuyor. Ben çok keyif alarak okudum, bazı yerlerde de çok duygulandım. Daha da uzun olmasını isterdim aslında çünkü anlatımı o kadar yalındı ki su gibi akıp geçti tabiri çok güzel yerini bulur. Bir alıntıyı da iliştireyim hemen: "Aşk (sevi) her güzelde sevdiğini ve sevdiğinde her güzeli bulmaktır ve buna inanmaktır. Sevi, gönlümüzün gerçeği dilediği gerçekliğe çevirmesidir. Bize göre güzel olması koşuluyla, güzeli gönlümüzün dilediği renge boyamak, biçime sokmaktır sevi. Gördüğümü değil, görmek istediğimi seviyorum ve görmek istediğimi görüyordum. Yaşamım boyunca bu, hep böyle sürüp gitti."
Gömüyü Arayan Adam
Gömüyü Arayan AdamAli Nesin · Sel Yayıncılık · 201268 okunma
Reklam
Annemin Anısına - Aziz Nesin
Bütün anneler annelerin en güzeli, Sen, en güzellerin güzeli. Onüçünde evlendin, Onbeşinde beni doğurdun, Yirmialtı yaşındaydın, Yaşamadan öldün. Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum. Bir resmin bile yok bende, Fotoğraf çektirmek günahtı. Ne sinema seyrettin, ne tiyatro. Elektrik, havagazı, su, soba Ve karyola bile yoktu evinde. Denize giremedin, Okuma yazma bilmedin. Güzel gözlerin, Kara peçenin arkasından baktı dünyaya. Yirmialtı yaşındayken Yaşamadan öldün. Anneler artık yaşamadan ölmeyecek, Böyle gelmiş, Ama böyle gitmeyecek!
Annem kapıyı açıyor. Babam, elinde bir zembille içeri giriyor. İçerde, kapı ağzında annemi öpüyor. Ben koşup komşu kadınlara haber veriyorum: - Babam annemi öptü! Gülüyorlar, gülüyorlar... Kadınların gülüşmelerinden, söylenmemesi gerekli bişey söylediğimi anlayıp utanıyorum. Bütün yaşamım boyunca sevgiye dayanan sağlam bir aile kurmak çabamda, belki de bu üçbuçuk yaş anımın etkisi vardır.
Her insanın içinde ağırlığını duyduğu eski bir kabahatı, günahı vardır. Bunlar nedir, ne bileyim ben?.. Çocukluğumuzun küçücük yalanları, utançlarıdır, şudur, budur. Aradan on yıl, yirmi yıl, otuz yıl geçer, birden bu anılarımızı ansıyıveririrz. O zaman yüzümüze yeniden çocukluğumuzun utanç ateşi basar, kulaklarımıza dek kızarırız.
Peki bu yetmiş yaşımda ben ne istiyorum? İstediğim tek şey var: Ölümü haketmek... Ölen insanların pekçoğunun ölümü hakederek ölmüş olduklarına inanmıyorum. Ölüm, insanın ulaşabileceği en üst düzey, en yüce, en ulu yer bence... Çünkü yaşamın en olgunluğunda ölüyoruz. Bu yüce, bu ulu, bu en üst düzeydeki yere layık olarak, olümü hakederek mi ölüyoruz? Hakedilmesi en zor şey ölümdür.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
198 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.