Dünyada kötülerin fenalıklarına karşı kefaret yerine geçen iyilerin bulunduğu da inkâr olunamaz.Yoksa bu alem dayanılmaz hıyanet bir anarşi dünyası olurdu.
Biz her olduğumuz şeyi iklimin, çevrenin, doğuşlarımızdaki soyluluk, soysuzluk raslantılarının etkileriyle oluyorsak zenciye "Niçin siyahsın?", mecnuna "Niçin delisin?", zekiye, aptala "Niçin böylesiniz?" diyebilecek miyiz? Fakat katile "Niçin öldürüyorsun? Hırsıza "Neye çalıyorsun?" diyebiliyoruz.
Bu determinist felsefe içinde olanların baş sorumlusu kimdir? En büyük suçluyu arayalım. Düşün, bulursun:
İşte o... Lâ yüs'el amma yef'al.
Büyük babalarımız sadakatsiz aşifteyi öldürürlermiş. Bu atadan kalma şeyin vahşetinden yüreklerimizi temizlemeliyiz. Aldatıcı düşüncelerin sakatlıkları üzerinde inatla durmak geçmiş yüzyıllara dönmek demektir. İnsanlıksa yenilenmek çılgınlığıyla çırpınıyor.