Bir zulüm oldu adeta ama nihayet Goriot Baba romanını okuyup bitirdim. Fazlasıyla sıkıcı bulduğum, bir türlü ilerlemeyen bir kitaptı. Acaba dünya klasikleri sayılan bu romanlar miadını doldurdu mu? Çünkü yakın tarihte yazılan birçok roman Goriot Baba'dan daha akıcı ve keyifliydi benim için.
Bir daha Balzac okur muyum emin değilim. Yazarla o frekansı tutturamadık bir türlü. Pek etkilemedi beni kitap. Bir babanın evlatlarına düşkünlüğü, fedakarlığı ve iki kızın buna karşı babalarını sefalet içindeki ölümünde bir başına bırakması işlenmiş. Babanın tavrı, yaptıkları çok övülesi bir şey gibi gösteriliyor ancak benim hayata bakış açıma göre bu pek de övülesi değil. Evli barklı kızına adeta bir dost ayarlayıp onlara ev tutması ve evli kızının o evde dostuyla ara ara buluşmasını planlaması ve bunun maddiyat boyutunu karşılaması bana pek de bir baba fedakarlığı gibi gözükmedi. Edebiyatın edep yönünü düşününce haddimi aşacağım belki ama kitabın adı Goriot Baba değil de "P*z*v*nk Baba" olsaymış, daha doğru bir ad olurmuş. Öte yandan romana adını veren Goriot ama kitabın esas adamı Eugene de Rastignac. Roman daha çok onun çevresinde geçiyor. Son zamanlarda okurken beni bu denli sıkan ve yoran bir başka kitap hatırlamıyorum. Net olarak söylüyorum, beğenmedim.