Goriot Baba’nın tam bir Klasik olduğunu ,Realist Akımı’nı romanın sonuna kadar sürekli olarak hissedip gözlemleyeceksiniz .
Roman kızlarına ölçüsüz sevgi duyan biri babayı ve babanın kızları için kendinden vaz geçmesini ele alıyor. Almadan vermek Allah’a mahsustur diye bilirdim fakat bir de Goriot baba varmış. Goriot baba kızlarından hiçbir şey almıyor sürekli ve sonsuz bir şekilde kendinden kendisini veriyor kızlarından hiçbir şey alamayacağını biliyor fakat inanmamak gayretini gösteriyor.Çünkü inanırsa bir kez daha kaybedecektir ve suçluyu yakından tanımanın dayanılmazlığını kaldıramayacaktır.
Romanda Paris’in görünen yüzünün görünmeyenlerini üzerinde duruluyor .Romandaki karakterler aykırı uçları ihtişam ve sefaleti ,iyiliği ve kötülüğü,güzelliği ve çirkinliği,zenginliği ve yoksulluğu gözle görülebilecek şekilde yansıtılarak verilmiş.Romanda fazlaca karakter olması ve Klasiklerde karakterlerin yer yer isimlerini ,yer yer soy isimlerini yer yer ünvanlarını kullanarak karakterlerden bahsetmek,kitaba odaklanmayı zorlaştırabiliyor(şahsen ben zorlandım).
Son olarak Goriot’un kızlarına duyduğu evlat aşkı onu bir budaladan farksız kılmıştır Baba Goriot bunu bilmektedir fakat kendine engel olamamaktadır .
Balzac bu romanında demek istemiş ki budala ile parası uzun zaman bir arada kalmaz ilk giden para olur budalık baki kalacaktır .Hepimizin budalalıklarımızdan bir an önce kurtulması temennisiyle.
