Bir mutfaktan daha güzel değildir hayat, bir mutfak gibi de pis kokar ve bir şeyler yemek istiyorsa ellerini kirletecektir insan; yalnız bu işten sonra onları iyi yıkamayı biliniz. İşte çağımızın bütün ahlakı bu noktada.
"Belki de bu beni eğlendirir..." diyerek yumuşak koltuğa gömülen siz, işte böyle yapacaksınız. Goriot Babanın gizli acılarını okuduktan sonra duygusuzluğunuzu yazarın sırtına yükleyerek onu abartmayla suçlayarak edebiyat yaptığını iddia edeceksiniz; sonra da oturup iştahla yemeğinizi yiyeceksiniz. Ah! Şunu bilin ki bu dram ne hayali bir öykü, nede bir romandır. Bu dramdaki her şey doğrudur, o derece doğrudur ki bunun özelliklerini herkes kendi içinde, belki kendi yüreğinde bulabilir.