Goriot Baba,kendi emeğiyle çok çabalayarak bir yerlere gelebilmiş başarılı bir tüccar,aynı zamanda da hayatını iki kızına adamış bir baba.
Öyle ki kızları için her şeyi göze alabilen,maddi,manevi tüm imkanlarını önlerine seren bu baba,damatları tarafından istenmeyerek,kızlarının da bu duruma sessiz kalması sebebiyle bir pansiyonda sefil bir hayat sürmektedir.
Aynı pansiyonda kalan Eugene de Rastignac ise,soylu ancak fakir düşmüş bir aileden gelen bir hukuk öğrencisidir.
Goriot Baba’nın kızlarından birini seven bu genç,Goriot Baba’nın bu sefil hayattan kendisini kurtarma umudu olur,fakat kızları için türlü fedakârlıklar yapmaya devam eden Goriot babanın başına gelenlerde ona üzülerek,elinden gelen yardımı yapmaktan öteye gidemez.
Ölçüsüz,aşırı ve karşılıksız sevginin,nefret,aşk,para hırsı ve iktidar hırsı gibi hastalıklı duyguların yer aldığı,betimlemeleriyle yormayan,dönemin toplum incelemesini ayrıntılarıyla yaparak,burjuva sistemini eleştirdiği,sonu hüzünle biten güzel bir kitaptı.
Balzac,babalığın tanımını ancak bu kadar güzel anlatabilir ve okuyucusuna hissettirebilirdi.
Ben Balzac’ın kalemini seviyorum,yazarla tanışma kitabım Vadideki Zambak’tan sonra bu kitabını da beğenerek okudum.
Bu kitabı aynı zamanda Balzac’ın anıt yapıtı,
“İnsanlık Komedyası’nın ilk kitabı olarak anılıyor.
Bu da yazarın,Goriot Baba kitabından sonra yazdığı eserlerdeki tüm karakterleri birbirleriyle ilişkilendirdiği anlamına geliyor.