şüphe yok ki düşünceler kendilerini doğuran kuvvetle orantılı olarak ileri fırlarlar, namludan çıktıkları anda bombaları yöneten matematik kanununa benzer bir kanunla beynin onları yolladığı yeri vururlar. bunun çeşitli etkileri olur. bu yerleşmiş düşüncelerin çökerttiği yufka yürekliler olduğu gibi, çok güçlü silahlanmış, tunç sözlerle çevrili kafalar da vardır. Başkalarının bunlara çarpan ifadeleri, duvara çarpan kurşun gibi, yamyassı olup yere düşer. bir de gevşek, pamuksu yaradılışlar vardır ki, başkalarının düşünceleri bunların içine gömülür, tıpkı tabyaların yumuşak toprağına güllelerin gömülüşü gibi.
gerçek bir alçakgönüllülükle, güçsüzlükle, kayıtsızlıkla her şeyden acı duyana bütün yükü yüklemek belki de insan yaratılışından gelen bir şeydir. hepimiz gücümüzü başkalarının, başka şeylerin zararına denemekten hoşlanmaz mıyız?