Bu kitabı seçerken zaman zaman tüm okurların düştüğü yanılgıya düştüm doğrusu. Bu yanılgılarım; kitabın arka sayfasında yer alan "müthiş bir kitap" olduğunu belirten tanıtım yazısının etkisinde kalmam, yazarın referans olabilecek bir ödüle sahip olması, yine yazarın beğenerek okuduğum Sineklerin Tanrısı romanını yazmış olması idi. Kitabı okurken ne ben Wıllıam Goldıng'i anlayabildim, ne de Wıllıam Goldıng beni anlayabildi:) Oysa, zor metinleri okumaktan keyif alan bir okur olmama rağmen , kitap hiç bir edebi beklentimi tatmin etmedi. Kurgu, karakterlerin etkinliği, akıcı anlatım, güzel söyleyiş, iz bırakacak tasvirler vb. Hiç birini bulamadım. 332 sayfayı sonuna kadar okumamın tek sebebi yazara ve onun emeğine olan saygımı son satıra kadar muhafaza etme isteğim idi. Hiç kuşkum yok ki bu kitabı okuyup çok etkilenebilecek okurlar da çıkacaktır mutlaka. Çünkü, her okurun algısı, zihinsel paradigmalarına bağlı olarak farklı bir şekilde olabilmektedir. İşte ben, o okurların yorumlarını merakla bekliyor olacağım.