Oysa iman, bütün öğretilerde gövdeyi kuşatır: Kısıtlamak, indirgemek, soyutlamak üzere. Hepten yasaklanmaz gövde: Nereye kadar neden kullanılacağı belirlenir. İnanlar öyle de birleşir.
Lenin, yıllar yılı, milyonlarca insan tarafından ziyaret edilen bir ölü-gövdeydi. Siyasal gövde, hemen hep ceset sembolizmini kışkırtmıştır. Onun için bazı mezarların yeri değiştirilir.
Kendi halindeki gövde, ölüm ona dışından gelmezse, ca- nı kolay terketmez. "Ölüm kollektif bir olgudur", der Ros- tand: "Aslında bütün organlarımız bir bakıma ölümsüzdür".
Jean Rostand, biyolojik olarak yaşlılığın, insanlık tarihin de yeni bir olgu olduğunu yazıyor ve ekliyor: "En yavaş yaşlanma yaşlılarda görülür". Genç gövdenin yaşlanma hızının ne ölçüde yüksek olduğunu bilmeden, farketmeden yol alır insan. Belki bundan, pek çok yaşlıda ölüm düşüncesi de ağırlaşır.
Bütün Romantik akım, bir uçtan bir uca 'ölmeye yatmak' imgesiyle donatılıdır. Novalis, sevdiği kadın ölünce, 27 yaşında ölmeye karar verir: Bir karar mıdır bu, bir hazırlık mı, kestirmek şüphesiz güçtür: Ama ölmeye yatan gövde, zihin onu öyle düşündüğü için, ölüme kavuşmakta gecikmeyecektir.
Gövde ölümü hiçbir koşulda istemez. Ona biz hazır oluruz.
Tutkuyla ya da yorgun.
Lady Godiva, diyorum — fıçı içinde Diogenes de diyebi- lirdim, Hind fakiri de. Soyunmak, belli bir noktada arınmış- lığı simgeleyebilir elbette. Toplumsal katmanda bile: Çıplak- lar kampı, statüsünü ve anlamını çarçabuk yitirmiştir oysa. Kişiler katmanında, herşeyden önce rampaya tırmanmaktır. Görmelisiniz, gösteriyorum. Bir ünlem olmasa da her za- man, kesinkes bir odak-olma-isteğidir. Deliler sevmez giyin- meyi gerçekten de: Onlar her zaman giydirildiklerini bilmişlerdir.
Tasavvufta uykuya vahdet dendiğini aktarıyor Gölpınarlı* Uyku, İslâm dininde ya kısıtlanmıştır ( yakarmaya daha fazla vakit ayırmak adına) ya da Tanrı'yla bir ve tek olma niteliğiyle ele alınmıştır.