Gözün Serüveni : Görme Sanrısı Üzerine Bilimsel Bir Anlatı

Ürün Dirier

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Doğuştan kör olan birinin gözleri ameliyatla görmeye başladığında, sandığımız gibi hayatına güle oynaya devam edemiyor. Alışmış olduğu karanlık gerçeğinden kurtularak hiç tanımadığı bir dünyaya gözlerini açmış oluyor. Uzaklık yakınlık gibi kavramları algılayamıyor, karşıdan karşıya geçerken ne yapacağını bilemiyor ve ancak gözlerini kapattığında rahatlıkla geçebiliyor.
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre liberaller pozitif olayları, muhafazakarlar ise negatif olayları daha çok hatırlıyormuş. Bir kişinin muhafazakar mı yoksa liberal mi olduğu EEG kayıtlarına bakılarak anlaşılabiliyormuş. Muhafazakar vaya liberal olmak da çoğunlukla bir tercih değil genlerimizin dayatmasiymış. Dünyayı algılama biçimimiz de... Freud gen kaderdir derken biliyormuş da konuşuyormuş.
Reklam
İNSAN GÖZÜNDEN BAHSEDECEK olursak, neden gözlerimiz bazı hayvanlarda olduğu gibi yanlarda değil de ön yüzde toplanmıştır? 1972 yılında İngiliz bilim insanı John Fremlin bunun sebebini şöyle açıklamıştır: Her iki gözün görme alanının birbirine yakın olması gözlerin ışığa duyarlılık derecesi gözleri yanda olan canlılara göre 10 kat fazladır. Özellikle de gece faal olan hayvanlar için bu çok kritik bir özelliktir. Hemen hemen bütün kuşların gözleri iki yana bakarken çok akıllı bir kuş olarak bilinen baykuş türlerinin gözleri öndedir. Aynı şey birçok gündüz faal olan hayvan için de geçerlidir. Bütün gün ot ve yeşillik yiyen büyük ve küçükbaş hayvanların gözleri yanlarda yer alırken, gece avlanan ve hayatta kalmayı bu gece faaliyetlerine borçlu olan hayvanların gözleri öne daha yakındır. Ayrıca önde olan gözler derinlik algısını yani mekân algısını yaratarak soyut düşünme, akılda canlandırma yeteneğinin de ilk başladığı yerdir.
Sayfa 125Kitabı okudu
...kuşlar ve kurbağalar sadece hareketli nesneleri görebilirler. Hareket etmeyen şeyleri görmeye yaşamsal olarak ihtiyaçları yoktur. Yani bir kurbağanın manzara izlemeye ihtiyacı yoktur. Hareket eden bir sineği görmek onun için yeterlidir. Hemen dilini uzatıp sineği kapar ve afiyetle mideye indirir. Göldeki nilüferlerin güzelliğini seyre dalmak onun için lüzumsuz ve de kafa karıştırıcı olurdu. Ustelik oturup nilüfer çiçeklerini resmetmeyecek veya bu güzellik karşısında keyifle demli bir meyecekse bu seyir ne işine yarardıki?
Niels Bohr bir keresinde şöyle demişti: “Kuantum teorisiyle ilk karşılaştıklarında şok geçirmeyenler muhtemelen onu anlayamayacaklardır.”
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.