Şarkıda geçiyor ya "hangimiz hayatını anlatırsa roman olur? " diye bence dünyaya gelmiş her kadının kendine özgü bir romanı var,kimileri yazıldı,kimileri yazılmadı,kimileri bilindi,bilinmedi ama o romanlar hala daha yaşanıyor ve yaşanacak..Gelgelelim Şebnem Işigüzel'e soy ismine yakışan işler yapan o derin kadına:) ben tabi yine seviyor,yine takip ediyor ama kitaplarını okumaya fırsat bulamıyor :) ki buldum başladım dün gece kitabı bitirdim,şaşırdım,üzüldüm,kalbim acıdı ve daha bir çok duygu..Ne güzel yazmış ya dedim hep alıştık tabi mutlu sonlara e ama hayat bu yahu nerde hep mutlu olsun :) acı,tatlı birbiriyle yoğrulmuş hayatta..Duygu Asena ödülü almış bu eserden naçizane bahsedecek olursam içinde hayat var,bir insanın iyi ve kötü yanları var bile bile hataya düşmek ve hatanın bedelini ödemek var. Alışagelmemiş bir anne var mesela okuduğum tüm romanlarda gerçek hayat olsun,kurgu olsun, anneler hep melek hep korumacı, ister istemez soruyorum benim annem gibi yanlış hamleler yapan,hayatımızı ters düz eden ama sonunda herkesin herkesi anladığı bir anne,aile yok mu diyordum :) ki sevdiğim kadından böyle bir hayat hikayesi okudum..Bundan sonra da diğer eserleri..Kalbimizi bir kere feth etti çünkü Furuğ Ferruhzad'ın hayatını tiyatro oyunu olarak yazan özel bir ruh olarak kalbimde yeri her zaman apayrı olacak..Son olarak bilinmesi ve araştırılması gereken bir kadın olarak görüyorum yazarımızı,sonrası zaten size kalmış..:) Herkese böyle leziz okumalar diliyorum..