İlk tarihler, ilk söylevler, ilk yasalar manzumdular: nazım, nesirden önce bulundu; bu ister istemez böyle olacaktı, çünkü tutkular akıldan önce konuştular.
Zira biriyle başbaşa olamayışa karşı benim fantezim her zaman yemek yiyerek okumak oldu. Bende eksik olan şey toplumun ikamesi. Sayfaları ve lokmaları sırasıyla gövdeye indiriyorum; sanki kitabım da benimle birlikte yemek yiyor.
Kendi kendime diyordum ki, gerçekten her zaman başlamaktan başka bir şey yapıyor değiliz ve yaşantımızda, birincisi daima "eylemdeki" olan bir dizi "şimdiki an" dan başka bir bağlantı yok. Hayatımızın her anında doğuyor ve ölüyoruz.