Antonia Gramsci (1891 - 1937) ölümünden önce komünist çevreler dışında pek fazla bilinmezken, bugün 20. yüzyılın adı sıkça anılan ve yapıtları başka dillere çevrilen kültür eleştirmenlerinden ve siyaset kuramcılarından biri olmuştur. Gramsci’ye yönelik ilk ilgi dalgası, 1947 yılında İtalya’da basılan ve Gramsci’nin hapisteyken yazdığı mektuplarıyla başlamış; aynı ilgi Hapishane Defterleri’nin yayınlanmasıyla süreklilik kazanmıştır. Gramsci’nin hegemonya kavramını, İtalya’nın birliği üzerine değişik görüşlerini, Marksist felsefenin anti - ekonomistik ve anti - dogmatik bir yorumunu ortaya atmasını, devlet ve sivil toplum kuramını, Croce karşıyı edebiyat eleştirisini, popüler kültür üzerine yenilikçi balış açısını ve tplumda entelektüellerin rolü üzerine kapsamlı gözlemlerini inceleyen, izah eden ve tartışan yüzlerce kitap ve mekale yayınlanmıştır. Gramsci uzun zaman önce ölmüş olmasına karşın, eserleri, tarafsız bir tartışmanın nesnesi olmanın çok ötesindedir. Eserlerine dair tartışmaların yoğunluğu ve düşünsel mirası üzerindeki mücadele, savaş sonrası İtalya’sının siyasi kültürü ve kültürel politikaları üzerinde geçmişte olduğu gibi bugün de büyük bir etkiye sahiptir.
