Grek Felsefesi Tarihi sözleri ve alıntılarını, Grek Felsefesi Tarihi kitap alıntılarını, Grek Felsefesi Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Düşünen kapasitesiyle ruh, kendi içerisinde her türlü bilginin olasılığını ve bu zamana kadarki mümkün olan her türlü bilgiyi barındırmasına karşın, aktüel bilgiye ancak tedricen erişir.
Eski ahlak telakkisine göre üstünlük doğuştan soyluluların hakkıydı.
Sofistler ise tam da burada pedagogların temel meselesine değindiler: zihin ve karakterin teşekkülünde belirleyici olan mizaç ve yaratılış mıdır, yoksa eğitim mi?
Sayfa 111 - Elbette eğitim diyecekler ve o döneme kadar Efendi-Köle düalizmiyle anlamlanan insan ve toplum; yeni bir insan felsefesisiyle tanışarak uygar bilinci geliştirme imkanı bulacaktır.Kitabı okudu
Sofistler; birbirine zıt olan öğretilerinin uzlaştırılması imkanı mevcut olmakla birlikte, bunların hepsi de gerçeği yansıttıkları iddiasındaydı.
Sayfa 109 - Sofist felsefeyi, şüphe üzerinden anlamlandırmak pek makul değil. Sofist F., daha çok pagan teolojisinin çok hakikatçi (tanrıcı) bir tezahürüdür. Ve hiç bir din akidesini şüphe üzerine bina edemez ancak -akla karşı bir refleks olarak- esnek tutabilir.Kitabı okudu
Platona göre siyasi hakların dağıtımındaki mutlak bir eşitlikten daha yanlış bir şey olamaz. Ona göre siyasi haklar, geometrik yani yurttaşların yeteneklerine göre dağıtılmalıdır.
Sokrates, Grek Felsefesinin, kabuğunu çatlatmaya hazır tohumu, Platon zengin bir çiçeklenmesi, Aristoteles ise tarihsel gelişimin doruğundaki olgun meyvesidir.
Pre-Sokratik felsefede düşünce dolayımsız olarak direk objeye yönelirken Sokratik felsefede düşünce kavrama, kavram vasıtasıyla ancak dolaylı olarak objeye yönlenmeye başladı.
Açıklama:
Sokratesten önceki felsefi paradigma, direk varlığı anlamaya çalışırken (ontoloji); sokratesten sonra “nasıl anlayabiliriz yahut anlamak ne demek” problemi üzerinden (epistemoloji) kavramlara yoğunlaşılmış ve bu kavramlar üzerinden de varlık anlamlandırılmaya çalışılmıştır.
Zira Sokratik felsefe, şeylerin mahiyetinin üzerine düşünerek kavramlarının sorgulanmasını; böylece şeylerin hakikatine ulaşılabileceğini düşünmekteydi.