Bireyselleşmedeki bu yoğunlaşma -özfarkındalıktaki bu artış- aynı cemiyetin içinde kısılı kalmaktan kaynaklanan boğucu yükün sonucu değil mi? Bunun yarattığı acı yüzünden düzen ve yapımızda değişimler oluştuğunu anlıyoruz. Kuşkusuz, yaşanan deneyimler zalim ve acı. Belki de bu acı deneyimler hakkında ders vermek imkânsız. Hayattaki acılı deneyimlerimizden öğrendiklerimizi söze dökmek mümkün değil büyük olasılıkla.
Bedenim bana aitti, neden başka biri ona ait olduğunu düşünsündü ki? Neden beni seven biri bedenimi kontrol etme hakkı olduğunu düşünsündü? Eğer sevgi bu kadar kısıtlayıcıysa, ben onsuz yaşamaktan memnundum.