Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği

Irvin D. Yalom

En Yeni Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği sözleri ve alıntılarını, en yeni Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bireylerarası (yani parataksik) çarpıtmalar, kendi kendini yenileyebilir. Örneğin küçültücü, alçaltıcı bir öz imajı olan birey, seçici dikkat eksikliği ya da yansıtmayla bir diğerini yanlış biçimde sert, itici bir figür olarak algılayabilir. Ayrıca bireyin aşamalı olarak kişilik özellikleri ve davranış nitelikleri -örneğin onursuzluk, savunmacı nitelikte düşmanlık ya da küçümseme- geliştirmesi ve bu durumun diğerlerinin gerçekten sert ve itici olmasına yol açmasıyla süreç şiddetlenir. Bu süreç, sıklıkla "kendini gerçekleştiren kehanet" olarak adlandırılır. Birey başkalarının belirli bir şekilde tepki vereceğini ve sonra farkında olmadan bunu daha da ilerletecek şekilde davranacağını öngörür. Başka bir deyişle, ilişkideki nedensellik doğrusal değil, döngüseldir. Bireylerarası araştırma, insanın bireylerarası inançlarının kendisini diğerleri üzerinde öngörülebilir bir etki uyandıran davranışlarda gösterdiğini ortaya koyarak bu tezi destekler.
Özgeci edimin doğasında daha dolaylı bir yarar daha vardır. Anlamsızlıktan şikayetçi birçok hasta, hastalıklı bir kendini özümseme çabasına girer. Bu çaba, saplantılı içe bakış ya da yıpratıcı bir kendini gerçekleştirme çabasına dönüşür. Victor Frankl'ın şu görüşüne katılıyorum: Hayatın anlamı duygusu ortaya çıkabilir ancak bilinçli bir şekilde sürdürülemez. Bu, her zaman için kendimizi aştığımızda, kendimizi unuttuğumuzda ve kendimizi bizim dışımızdaki birisinin (ya da bir şeyin) içinde özümsediğimizde belirginleşen ikincil bir olgudur.
Reklam
Terapiye başlayan psikiyatrik hastaların kendilerine olan güvenleri azalmıştır ve başkalarına sunabilecekleri hiçbir şeye sahip olmadıkları yönünde güçlü duyguları vardır. Uzun bir süre kendilerini yük olarak görmüşlerdir ve diğerleri için önemli olduklarını keşfetmeleri canlandırıcı bir etki yapar ve öz saygılarını destekler.
İnsanlar belirsizlikten her zaman nefret etmiştir ve çağlar boyu öncelikle dinsel ya da bilimsel olmak üzere bazı açıklamalar getirerek evreni bir düzene oturtmayı amaçlamıştır. Bir olgunun açıklanması, bu olgunun kontrolüne yönelik ilk adımdır. (...) Frieda Fromm-Reichman kaygının oluşumunda belirsizliğin rolünün altını çizer. Fromm-Reichman, insanın kendisini yönetenin kendisi olmadığının, yani algılarının ve davranışının irrasyonel güçlerce yönetildiğinin farkına varılması durumunda, bunun kendi başına kaygının önemli bir kaynağı olduğuna işaret etmektedir.
Birçok insan kendi sefaletin eşsiz, bir tek kendisinin kesinlikle ürkütücü ya da kabul edilemez problemi, düşüncesi, dürtüsü ve fantezisi olduğu yolunda rahatsız edici düşüncelerle terapiye başlar. Çoğu hasta olağandışı şiddette yaşam gerilimlerine maruz kaldığı ve düzenli aralıklarla bilinçdışından sızan ürkütücü malzemeyle kuşatıldığı için elbette bu nosyonda bir gerçek payı da vardır. Bu bir yere kadar hepimiz için doğrudur ancak birçok hasta, aşırı toplumsal yalıtım nedeniyle daha fazla emsalsizlik duygusuna kapılmıştır. İçinde bulundukları bireylerarası zorluklar, derin dostluklar kurma olasılığını engellemektedir. Bu tip kişiler günlük yaşamlarında diğerlerinin benzer hisleri ve deneyimleri hakkında bir şey öğrenemez ya da sırlarını diğerleriyle paylaşarak onlar tarafından kabul gören biri olma fırsatını yakalayamaz.
Ne olmadığımızı keşfetmemiz ne olduğumuzun keşfine giden bir adımdır.
Reklam
50 öğeden 91 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.