Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği
Irvin D. YalomGrup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği Sözleri ve Alıntıları
Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği sözleri ve alıntılarını, Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği kitap alıntılarını, Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Freud birçok kez bu gözlemde bulunmuş ve sonunda, 1927'de yazdığı "Bir Yanılsamanın Geleceği" adlı çalışmasında dinsel inanışa ilişkin açıklamasını, insanın bir üst varlık olmaya karşı susuzluğuna dayandırmıştır. (...) Liderin yokluğunda sıkı grup bağları gevşer. Komutanın savaş alanında ölmesi durumunda panik ortaya çıkmaması için haberin gizli tutulması zorunludur. Bu, kilisenin başı için de geçerlidir. 1903 yılında yayınlanmış, içinde İsa'nın tanrısallığının sorgulandığı ve sonuçta çürütüldüğü "When It Was Dark" adlı roman Freud'u büyülemişti. Söz konusu roman, Batı Avrupa uygarlığının felaket getirici etkilerini betimliyordu; önceki sabit toplumsal kurumlar birer birer çöküyor, yalnızca toplumsal kaos ve ideolojik enkaz kalıyordu.
Karşıt kesimler birbirlerini dinlemeyi bırakmakla kalmaz, aynı zamanda birbirleriyle ilgili algılarını da farkında olmadan çarpıtabilirler. Algılar hep basmakalıp bir elekten geçirilir. Karşıt tarafın sözcükleri ve davranışları, ön yargılı bir bakış açısına uyacak şekilde değiştirilerek algılanır. Bunun karşıtı kanıtlar görmezden gelinir ya da çarpıtılır; uzlaşmaya yönelik jestler, aldatıcı oyunlar olarak algılanabilir. Kısacası birinin inançlarını doğrulamaya, diğerini anlamaktan daha büyük bir yatırım yapılır.
Varoluş, hayatın acımasız gerçeklerini bize hatırlatan bir yüzleşmedir: ölümlü olmamız, özgürlüğümüz ve kendi yaşam tarzımız üzerindeki sorumluluğumuz, yalnızlığımızla kendimizi yalıtmamız ve anlamsız bir evrene atılacak kadar talihsiz olmamıza rağmen bir anlam ifade eden yaşam arayışımız.
Terapiye başlayan psikiyatrik hastaların kendilerine olan güvenleri azalmıştır ve başkalarına sunabilecekleri hiçbir şeye sahip olmadıkları yönünde güçlü duyguları vardır. Uzun bir süre kendilerini yük olarak görmüşlerdir ve diğerleri için önemli olduklarını keşfetmeleri canlandırıcı bir etki yapar ve öz saygılarını destekler.
Terentius (MÖ 2. yüzyılda yaşamış Romalı oyun yazarı), "İnsanım ve insana ait olan hiçbir şey bana yabancı değil." dediğinde bize değerli bir bakış açısı sunmuştur.
Ne olmadığımızı keşfetmemiz, ne olduğumuzun keşfine giden bir adımdır.
Sayfa 31