Zira bugün için gücü yettiği eylemi yerine getiren kimse, mümkün değil gibi görünen yarınki eyleme bir zemin hazırlamış olur. Ama o kimse bugün için yapabileceğini yapmazsa hep âciz kalacaktır.
"...ve Allah ona ilmen ve cismen bolca kudret bahşetti." (2 Bakara: 247) Ayette Yüce Allah ilmi kudreti, bedenî kudretle karşılıklı olarak kullanmış ve ilmi kudreti diğerinin önüne geçirmiştir. Onun için ilmi gücün daha önemli olduğu zamanla anlaşılmış ve maddi güç hep ona tabi olmuştur.
Fıtri dengesi bozulmayan kimse, önüne doğrular arzedildiğinde onlara yönelir.
Evet, doğan çocuk işitme, görme, koklama, tatma ve güzeli tercih etme duyularında fıtrat üzere yaratılır. Ancak telkin yoluyla kötü şeyleri güzel görecek bir hale getirilebilir.
Diğer taraftan bizler, başını kuma sokup bu aptal tutumundan dolayı faka basan deve kuşuna gülmeden edemeyiz. Ancak, akıllarını gömüp duygularını ön plana çıkaran veya benzeri bir hataya düşen İslâm aleminin mümessillerine dair örnekleri görmeye gücümüz var mı acaba? Bunu başka bir misalle de ifade edebiliriz:
İmam efendinin biri sabah namazına geç kalır. Tam güneş doğacağı sırada gelince cemaatten biri:
-"İmam efendi, saatiniz mi geri kaldı? Geciktik"der. İmam efendi gayet rahat bir edayla şöyle cevap verir:
-"Yok saatim doğru, ancak güneş çabuk davranmış!"