Toplum kendi benimsediği yüce değerleri çocuklarına, dolaylı-dolaysız vasıtalarla, şuur ve şuuraltı metotlarla nakleder. Bir toplumun toplum olabilmesi için irade gerekir; iradenin de olabilmesi için, ne olursa olsun, bir yüce değerler manzumesinin olması kaçınılmazdır. Zira o yüce değer iradenin kendisine doğru yöneldiği hedeftir. Çocuklar bu yüce değerlerin sıhhatini bilmeden onları takdis eder (ulular) ve bu değerlere sosyal tevarüs yoluyla sahip olurlar. Her toplum kendi fertlerine bu yüce değerleri telkin eder. Böyle olmasa fertler bu toplumlarda yaşayamaz ve toplumlarından uzak kaldıklarında gurbetlik hissetmezler.
Fertlerin farklı manzaralar karşısında dikkatlerini kendi ilgi ve ihtirasları doğrultusunda yoğunlaştırmaları gibi toplumların da kendilerine has özellikleri vardır. Topluma yön verecek olan şey de, meseleyi doğru tahlil eden az sayıdaki fertlerin varlığı değil, tam tersine bu yönlendirmeye belli bir seviye verecek yeterli sayıda ehil bir kadronun oluşmasıdır.
Onun için aşağıdaki Hadis-i şerifte geçen sahabilerin yadırgamalarını ancak bununla yorumlayabiliriz:
Öncesi olan Hadis-i şerifte Ashab-ı Kirâm Hz. Peygambere: "İçimizde iyi insanlar varken de mi helak ediliriz?!" diye şaşkınlıklarını ifade edince, Hz. Peygamber (s.a.) cevaben: "Evet, kötülükler çoğalırsa", buyurmuştur.
(...) bugün için gücü yettiği eylemi yerine getiren kimse, mümkün değil gibi görünen yarınki eyleme bir zemin hazırlamış olur. Ama o kimse bugün için yapabileceğini yapmazsa hep âciz kalacaktır.
Amel, ihlaslı ve isabetli olmadıkca kabul edilemez . sadece ihlasla yapılmış olması, kabul edilmesi için yeterli değidir. ihlasli olmasi “Allah rizasina" isabetli olması da "sünnete" uygun olduğunu ifade eder.
.Sonuç itibariyle beşerî gayretler; kendilerini pratiği yansıtan" metodlardan ayrı planlanamayacaklari gibi onlara sebep olan etkenlerden de ayri planlanamazlar.
Amel, ihlasli ve isabetli olmadıkça kabul edilmez. Sadece ihlasla yapılmış olması kabul edilmesi için yeterli değildir. İhlasli olması allah rizasina, isabetli olması da sunnete uygunluğu ifade eder.
"Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip geçerler" (Yusuf suresi, 105. ayet)
İşte asıl eğitim bu gözleri yetiştiren eğitimdir.