Genç Elitler serisinin ikinci kitabı Gül Cemiyeti, yine ilk kitap gibi aşırı akıcıydı ve ilk kitaptan daha heyecanlı, daha aksiyonluydu. Zaten serilerin ilk kitapları serinin ana konusunun ne olduğunu ve karakterlerin özelliklerini öğrenmekle geçiyor. Asıl olaylar ikinci kitapla birlikte başlıyor.
Adelina’nın hırsı öfkesi o kadar büyük ki.. kaybettiklerinin intikamını almak için öyle bir nefret büyütmüş ki içinde, gözü hiçbir şey görmüyor ve ilk kitapta sevdiğim Adelina, ikinci kitapta kendini sevdirmedi bana.
Genç Elitler ile engisizyoncular arasındaki mücadele bu kitapta daha da kızışıyor ve her iki taraf da elinden geleni ardına koymuyor. Çok kayıp veriyorlar ve ölen kişilerin öleceğine asla ihtimal vermiyordum, şok oldum okurken. Bu savaşı kim kazanacak çok merak ediyorum.. kazananlar da gerçekten mutlu olacak mı?
Çünkü bazen, bir şeyi elde etmeyi çok isteriz ama elde ettikten sonra da bizim için hiçbir anlam ifade etmez.. ben sanki kitaptaki karakterlerde böyle bir şey olacakmış gibi seziyorum.. daha fazla anlatmayayım spoiler olmasın.
Okurken her şey kafamda canlandı ve sanki gerçekmişçesine karakterlere hissettiğim duygular beni sinirden çıldırttı.
Genç Elitler yorumumda bahsetmiştim, her elitin ayrı bir gücü var ve bu güçleri kullanırken o kadar güzel betimlemeler yapmış ki Marie Lu, yazılanlar gözümün önünde yaşanıyor gibiydi. ‘Keşke filmi olsa..’ dediğim kitaplara yenileri ekleniyor sanırım.
O kadar güzel bitti ki Gül Cemiyeti.. o son satırı okurken tüylerim diken diken oldu, Adelina amacına ulaştı ama bundan sonra ne olacağı meçhul..
Son kitap Gece Yıldızı’nı okumak için sabırsızlanıyorum