"Akşam, sokağımıza ahenkli satıcı sesleriyle yaklaşırdı. Sanki yoğurtçu, leblebici, koz helvacı, aşureci, karanlığı birer ucundan tutar, bir örtü gibi geceyi çeker getirirlerdi. O saatlerde son oyun çığlıkları, son koşuşmalar duyulurdu... Sonra akşam, kısa ve gür ezan sesinde günün bittiğini söylerdi bize."