Küçükken Gulliver adında bir denizcinin bir cüceler bir de devler ülkesine yaptığı seyahati az çok herkesin okudugu veya bildiğini tahmin ediyorum. Bu ay okudugum "Borges'in evinde" kitabinda; "...bir cocuk kitabı gibi okunan Gulliver'in Gezileri'ne varana dek, okur her zaman kendi inanislarina ve arzularına göre okumuştur." (S.55) cümlesini okuyunca aklimda olan bu kitaba öncelik vermek istedim.
Şunu peşinen söylemeliyim ki uzun zamandır bu kadar güzel sistem eleştirisi okumamıştım. Kitap 4 bölümden oluşuyor. İlk bolum Lilliput'larin ülkesi, ikincisi Brobdingnag yani devlerin ülkesinde taşladigi şey aslında yoneticiler ve yönetim anlayışı, üçüncü bölümde ölümsüzlük dusuncesi etrafında bilim, tıp, hukuk, kadın hakları hicivden nasibini alırken, dördüncü bölüme gelince işi, insan aklını hayvanlarla karşılaştıran noktaya getiriyor. Bu kadar derin bir kitap olduğunu asla düşünmezdim. Hani bazı kitaplara dair onyargilari üzülerek izleriz ya, bu kitap onlarin zirvesinde yer alır. Dipnotlari ile sizi bambaşka bir noktaya taşıyabilecek derinlikte bir kitap. Örneğin; Jonathan Swift, Mars keşfedilmeden önce Mars'in 2 uydusu oldugunu öngördüğü icin, Mars'in aylarından biri olan Deimos'un kraterlerinden biri Swift'in adıyla anılıyor.
Bayilarak okudugum bir kitap oldu. Mutlaka her yetiskin okumalı diye düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim.