Gıcırdayan kapılardan sokağa fırlayan çocuklar bağırık çağırarak kovalamaca oynuyor, uzaklaşıyorlardı. Çıplak ayaklı, yırtık pırtık elbiseli; kimi donsuz ama ışıl ışıl bakışlı çocukların bu şen şakrak halleri hoşuna gitti baytar Nuri'nin. İçinden: bari bu günlerinizde gülün gülebileceğiniz kadar. Öyle bir gelecek bekliyorki sizi, belki de hiç bir zaman gülmeye fırsatınız olmayacak, dedi.
Sonra yoluna devam etti. Karışık duygular içerisindeydi. Öylesine dalmıştı ki,ne sokaktan çıkıp anayola girdiğini, ne önünden geçtiği kalabalık kahvehaneleri, ne de sağa sola koşusan insanları farkedebildi. Aklı fikri Türk hükümetindeydi umumi müfettişliğin yaktıklarında, yapmak istediklerindeydi Dersim'deydi yüreği. Bir o, bir öteki sorun dönüp dolaşıp takılıyordu aklına. Sorunlar iç içe geçmiş, peş peşe dizilmişti kafasında...
