Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Gülün Adı
Umberto EcoEn Yeni Gülün Adı Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Gülün Adı sözleri ve alıntılarını, en yeni Gülün Adı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.410 üzerinden
youtu.be/_uvhALHX4pg
1320 li yillar Romasi Hıristiyanlığın kutsal kenti bir sirke ya da bir geneleve dönüşmüştü; adına cumhuriyet dense de, bir cumhuriyet değildi; silahlı çetelerin saldırısına, şiddet ve yağmaya uğruyordu. Gençler artık hiçbir şey öğrenmek istemiyorlar, bilim geriliyor, tüm dünya tepetaklak olmuş, körler körleri yönetiyor ve onları uçuruma sürüklüyorlar, kuşlar, daha uçmayı öğrenmeden yuvadan ayrılıyor, eşekler çalıyor, öküzler oynuyordu.
Ve iste o karanlik ortacag döneminde bir manastirimiz var tabikide bu manastirimiz ermişlerin barınağı, erdem ortamı, öğrenme aracı, us kulesi, alçakgönüllülük beldesi, güç kalesi, kutsallık buhurdanı gibi görünüyordu. Ama aslinda Korku aracılığıyla ruhu günahtan uzak tutup başkaldırının yerine korkuyu koymayı uman,genc öğrencilere bakip onlaricanı çeken papazlari vardi. Diger taraftandanda manastir icindeki kitaplığı korumak için dikilmiş bir kaleydi.
Yarım bırakmamak için çok direndim ama çok yoğun bir kitap. Hristiyanlıktaki mezheplerle, tarikatlarla ilgiliyseniz çok beğenirsiniz ama konuya özel bir ilginiz yoksa sıkıyor. Polisiye olarak düşünmemek lazım. Sonunu da merak ediyorum ama maalesef bitiremedim.
Benim için uzun ve sıkıcı bir okuma oldu. Bu kadar ün yapmış bir kitap için bunu yazacağımı düşünmezdim.
Kitabın konusu ağırlıklı olarak Hristiyan mezheplerini içeriyor ve bu bizim derinliğini iyi kavrayamayacağımız bir uzmanlık. Tabi bu konuda özel bir merakınız ya da eğitiminiz yoksa. Çok karmaşık ilişkiler, mezhepler, mevkiler gibi bunlar ilginizi çekmiyorsa okumak çok zor. Bunun üzerine her sayfada en az iki defa geçen latince ve bunları açıklayan dipnotlar ilerlemeyi güçeştiriyor. Eco'nun dili de incelikli ve anlaşılır bir dil değil daha çok akademik bir dil. Buna bir de çevirmenin dilini de eklemek isterin.
Kısaca benim okurken sıkıldığım ve bir an önce bitmesini istediğim bir kitap oldu. Hiçbir karakterle bir bağ kuramadım. Bütün bunlara eklemem gerekir ki (elbette tümüyle bir cinayet romanı değil) seri katil romanlarına ilgi duymamak bu kitaptan zevk almamamda önemli bir etken olmuştur.
Orhan Pamuğun "Gülün Adı" ne gibi bir soru gibi ele alıp Benim Adım Kırmızı "yı yazdığını bir yerde okumuştum.
İtiraf ediyorum; hayatımda en zor bitirdiğim kitap bu oldu. Hayır hayır sebep 700 küsür sayfa olması değil. Kitabın özellikle ilk 250 sayfası akmıyor, çünkü cinayet hikayesi arka planında ortaçağ hristiyanlık tarihi ve inanç felsefesi anlatılıyor. Bitirdim ama aklıma “Hayat bu kitabı bitirecek kadar uzun mu ki?” sorusu takılmadı değil. Yine de pişman değilim, sayesinde ortaçağın o karanlık dönemine gittim gittim geldim. Kilisenin kitaplardan ve bilgiden nasıl korktuğunu, bu nedenle kitaplara ulaşımı sınırladıklarını, O dönemlerde dinin batı ülkelerinin yönetiminde nasıl güçlü olduğunu, din adına işlenen cinayetleri, sapkın mezhepleri, tuhaf tarikatları, din adamlarının çıkarları uğruna dini nasıl kullandıklarını gördüm. O günden bu güne çok değişiklik olmamış sanki. Bu açıdan bakılırsa hala ortaçağdayız. Bir manastırda koca koca rahipler, kilise zengin olsun, rahipler zevkü sefa içinde yaşasınlar diye “İsa zengin miydi, fakir miydi” tartışması yapıyorlar, hem de sayfalar boyunca. Hadi bunu anlarım da, İsa gülmüş müydü, yoksa gülmemiş miydi, gülmek haram mıdır? diye tartışıyorlar. Şu anda da yüksek sesle gülmeyi nahoş bulan insanlar yok mu? Hem de bu insanlardan birisi zamanının dış işleri bakanı değil mi? Neyse yine konuyu dağıttım. Kitabın adının neden “Gülün Adı” olduğunu anlatmak için yanıp tutuşsam da, aranızda belki kitabı okuyacak mazoşistler vardır diye spoiler vermiyorum. Ben de bir kaç yıl sonra dayanamayıp Faucault Sarkacı mazoşizmine de bulaşırım herhalde. Sağlıcakla kalın.
Çok başarılı. Kapsamlı düşündüren bazen zorlayan bir kitaptı. Sevdim...
Adso .. çömez rahip. Ortaçağ kilisesinin hem bilgiye aç rahiplerinin olduğu bir yerinde hem de bilginin sır gibi sakladığı bir döneminde meydana gelen cinayetlerin aydınlatılması ve dönemin kralı ile papa arasındaki güç savaşını dengeleyecek olan heyetlerden birinde görevli oldukları için gelir o meşhur manastıra.. Üstadı William ile birlikte. Yolculukları ve manastırda geçirdikleri 7 gün boyunca yaşadığı olayların anlatıldığı kitapta müthiş betimlemeler yer alır manastırın mimari yapısı ve yerleşmesiyle ilgili, bilginin gücünün farkında olanların halkı yönetebilmek ve gücü elinde tutmak için birçok bilgiyi gizledikleri bir kütüphane var bu manastırda. Bir çeşit labirent olan bu kütüphanede görevli olan rahiplerin başlarına gelen gizemli olayları çözmek için çabalayan William ın zekasına hayran olur Adso. Ve bu gizemli manastırda neler olduğunu anlamak için okumak yetmeyebilir sadece. İnsanı araştırmaya düşünmeye sevk eden yönüyle sizi de bu yolculuk ve maceraya davet edebilirim sadece.