Gün Batarken

Bekir Büyükarkın

Gün Batarken Quotes

You can find Gün Batarken quotes, Gün Batarken book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Merak ederim hep; hikâyelerde olsun, efsanelerde olsun iki sevgiliyi sonunda acaba neden birleştirmezler? Bu, insanların, başkalarının mutsuzluğundan duydukları vahşi bir haz mı acaba?
Sayfa 158 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
"Allah! Allah!” diye sesler işitildi etraftan. Bir şimşek çakmışçasına erlerin süngülerinde, subayların kılıçlarında parıltılar dolaştı. Ve Conkbayırı’na doğru dipdiri, canlı, inançlı bir akın başladı"
Reklam
"BİZİM NEDEN UÇAĞIMIZ YOK?"
Şimdi İngiliz uçakları havada görünmeye başlamıştı. Bir düşman balonu yükselmişti. Aydınlı Mehmet, "Bizim neden uçağımız yok?" diye sordu. Ragıp cevap vermedi. Biraz ekmekle zeytin dağıtmışlardı, onları yemeye çalışıyordu. Geviş getirir gibi bir hali vardı. İyice seçemediği, iyice anlayamadığı yerlerde savaş gittikçe hızlanırken ağzındaki lokmalar büyüyor, şişiyor, bir türlü erimiyordu.
Sayfa 163 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Merak ederim hep; hikayelerde olsun,efsanelerde olsun iki sevgiliyi sonunda acaba neden birleştirmezler? Bu ,insanların, başkalarının mutsuzluğundan duydukları vahşi bir haz mı acaba?
"Sevginin bu yönü de tatlıydı. Hep bir kadını düşünmek, onun heyecanıyla yaşamak, dolup dolup taşmak az zevk miydi?''
Sayfa 16 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
- Bak bana, gözlerini kaçırma benden. Belki hiç biriniz sağ kalmayacaksınız! Size ölüme gitmenizi emrediyorum. Şunu bil ki, vatan elden giderse yaşamanın ne önemi olur?
Sayfa 238 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
"Biz Rus`lardan da fazla kendi kendimizin düşmanıyız.''
Sayfa 31 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
"İnsan, baskısı altında kaldığı düşüncelerden, kaybettiklerinin özleminden bir türlü kurtulamıyor.''
Sayfa 25 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Ragıp eğildi, aylardan beri ilk defa aynada kendine dikkatle baktı. Adeta bu yüzü tanıyamadı. Onun da avurtları çökmüştü, alnı açılmıştı, şimdiden şakaklarına beyazlar üşüşmüştü. En aşağı sekiz yıl yaşlanmıştı. Adeta gençliğini kaybetmiş gibiydi. Aynadaki şu gölge kendisi miydi acaba? Belki de loş kamara aynaya yalan söyletiyordu. Gölgeleri kovmak istedi, başaramadı; soyun madan kendisini yatağa attı. Çırpınıyordu adeta. Bir bunalımın tam içindeydi. Sanki yatak inip kalkıyordu. Halbuki deniz hiç de dalgalı değildi. Onu sallayan içiyle dışının dengesizliğiydi. Hatta savaşı bile özler olmuştu; kurşunlar vınlasın, toplar gürlesin istiyordu. O gürültünün içinde kendini unuttuğuna inanıyordu. Sıra sıra şehitler, akan kanlar, kaynayan topraklar, "Allah Allah!" feryatlanı hep gözünün önünde, beyninde, kulaklarındaydı. Parmaklarıyla saymaya çalıştı; belki de dokuz ay olmuştu Çanakkale'ye gideli. Türkler'in savaşa girişi ise tam onuç ay evveldi.. Çöl bedevileri, Kanal, sonra Gelibolu; bu onüç ayın içine sığmıştı. Kimbilir daha kaç ay, hatta kaç yıl geçecekti? Kendisi ise bu geçecek aylar ve yıllar içinde bir yaprak gibi oradan oraya savrulacaktı..
Sayfa 260 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
"Gel" demesini bilen "Git" demesini de bilmeliydi. Zaman kimlerin yarasını iyileştirmedi ki.
75 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.