Biz de yıllardır içimize attıklarımızı -kırıklıklarımızı, tökezlemelerimizi, pişmanlıklarımızı, kaçırdıklarımızı, yetişemediklerimizi, özlediklerimizi, cesaret edemediklerimizi, kof cesaretlerimizin ardından yere yıkılışlarımızı, yediğimiz azarları, çıkmayan seslerimizi, kendimize bile fısıldayamadıklarımızı, açılamadıklarımızı, yeri, zamanı
Yok, utanmazdık birbirimizden, birbirimize sığınırdık. Yıllar sonra, kocaman kahkalarla andık o günleri. Büyümüştük - öyle sanmıştık. Geride kalmıştı bir dolu macera. Maceranın adı, tanımı değişmişti.