Günah Keçisi

Rene Girard

Quotes

See All
"Kişide ne kadar çok kurbanlık işareti varsa, yıldırımı başına çekme ihtimali de o kadar fazladır."
Sayfa 39 - Alfa Yayınları Ekim 2018, 1. Baskı Çeviri: Işık ErgüdenKitabı okudu
Yığın daima kıyıma yönelir, çünkü onda kargaşa yaratan şeyin, onu turba'ya(guruh) dönüştüren şeyin doğal nedenleriyle ilginmez. Yığın, tanımı gereği, eylem arar, ama doğal nedenler üzerinde etkili olamaz. Dolayısıyla, erişebileceği ve şiddet açlığını yatıştıracak bir neden arar. Yığın üyeleri potansiyel olarak daima kıyımcıdır, çünkü topluluğu yozlaştıran, çürüten, lekeli, saf olmayan öğelerden kargaşaya sürükleyen hainlerden temizlemeyi hayal eder. Yığının yığın olma hali, onu bir araya getiren ya da seferber eden - başka deyişle, mob'a dönüştüren - karanlık çağrıyla aynı şeydir.
Reklam
"Salgına son vermek için, der kehanet, aşağılık suçluyu şehirden kovmak gerekir."
Sayfa 39 - Alfa Yayınları Ekim 2018, 1. Baskı Çeviri: Işık ErgüdenKitabı okudu
“Farklılığın” eziyet ve kıyıma uğradığını her yerde işitiyoruz, ama bu söylem ille de kurbanların söylemi değildir. Evrensel reddederken daha da soyut bir evrenselin içine düşen, çağdaş çoğulculuğun sonu gelmez söylemidir daha çok. En kapalı kültürlerde bile insanlar kendilerinin özgür ve evrensele açık olduklarına inanırlar ; farklılaştırıcı karakterleri, en dar kültürel alanların bile kendi içlerinden, tükenmezmiş gibi yaşanmasını sağlar. İşte bu yanılsamayı tehlikeye atan her şey bizi ürkütür ve içimizdeki çok eskiden kalma kıyımcı eğilimi uyandırır. Bu eğilim her zaman aynı yolu tutar, hep aynı basmakalıplarda vücut bulur, her zaman aynı tehdide karşılık verir. Etrafımızda tekrarlanan şeyin tersine, kıyımcıların kafasına takılan şey asla farklılık değil, onun dile getirilmeyen karşıtıdır hep :Farksızlaşma.
Ortaçağ toplulukları vebadan öyle korkuyorlardı ki, adı bile ürkütüyordu onları ;mümkün olduğunca uzun süre adını anmaktan, hatta salgınların sonuçlarını şiddetlendirmek pahasına bile olsa, gerekli önlemleri almaktan kaçındılar. Öyle güçsüzdüler ki, hakikati kabullenmek, onlar için, durumla yüzleşmek ve karşı koymak değil, yıkıcı etkisine kendini teslim etmek ve normal yaşam sürüyormuş gibi yapmaktan vazgeçmek olacaktı. Tüm halk böyle bir körlüğe seve seve katılıyordu. Gerçekliği reddetme yönündeki bu ümitsiz irade “günah keçisi " avını teşvik ediyordu. La Fontaine, Vebadan Hasta Hayvanlar masalında bu korkunç terimi dile getirerek uğursuz gücünü bir bakıma topluluk içinde serbest bırakmaktan duyulan bu yarı dini tiksintiyi mükemmel biçimde ifade eder : Veba(adıyla anmalı çünkü)...
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.