Günah Keçisi

James G. Frazer
'Dış güçler' her yerde..
"Koreliler ters giden her şeyi kötü ruhlara bağlarlar. Kötü talihin, devletteki suistimallerin, maddi şanssızlıkların, güç veya mevki kaybının ardında iblislerin kötülükleri yatar. Sadece güçlü bir iblis tarafından ele geçirilmiş olan ama onu istediği gibi çekip çevirerek kullanabilen Pan-su [Şaman] onlarla baş edebilir ve büyü ayinleriyle onları yok edebilir."
Sayfa 101Kitabı okudu
...bir kötülükten kurtulmakla bir iyilik elde etmek sadece bir ve aynı şeyin farklı yüzleridir...
Avrupa'nın bazı bölgelerinde kişinin bedeninde ne kadar siğil varsa, bedene o kadar küçük taş değdirilir; sonra taşlar bir sarmaşık yaprağına sarılıp işlek bir yola atılır. Siğiller bu taşları yerden alan kişiye geçerken, formülü uygulayan kişi de siğillerinden kurtulur. Çakıl yerine bezelye veya arpa kullanmak gibi ufak tefek farklılıklarla İtalya, Fransa, Avusturya, İngiltere ve Iskoçya'da da benzer tedaviler bugün bile rastlanmaktadır.
Sayfa 52 - Metis - Kötülüğün Başkalarına Aktarılması
- " (...) Günah ve ızdıraplarımızı, bunları bizim yerimize üstlenecek olan başka bir varlığa aktarma, iptidai zihne has bir kavramdır..."
Sayfa 9 - Pinhan yayıncılık
Asya ve Atina'nın uygar Yunanları tanrının vücut bulmuş hali olarak gördükleri insanları kurban ettiğine göre, tarihin şafağında Arricia Ormanları'nda yaşayan yarı barbar Latinlerin de benzer bir geleneğe sahip olmaları hiç de ihtimal dışı değildir.
Sayfa 259Kitabı okudu
Kore'de şamanlara ihtiyaç duyulmasının nedenlerinden biri de şudur: Kore inancına göre toprak, hava ve su iblislerle doludur. Her gölgeli ağaç, gölgeli dağ geçidi, kristal berraklığındaki su kaynağı ve dağ zirvesi insanların kaderiyle oynayan iblislerle kaplıdır. Yeşil dağ yamaçlarında, ekinlerle kaplı huzurlu vadilerde, çimenlik kuytularda, ağaçlık tepelerde, göl ve akarsu kenarlarında... (Bu da dinin kötü varlıklardan korkmak üzerine kurulu olduğu kültür örneklerinden biridir.)
Bir mağribînin başı ağrıyorsa, bir keçi veya koyunu yakalayıp hayvan yere düşünceye kadar vurur, bu yolla ağrının hayvana aktarıldığı düşünülür. Cezayir'in bazı bölgelerinde halk tifo hastalığından kurtulmak için bir kaplumbağa yakalayıp sırt üstü çevirerek yola bırakır ve üstünü bir çömlekle kapatır. Hastalık çömleği ters çeviren ilk kişiye bulaşırken ilk hasta da iyileşir.
Zira bir kötülükten kurtulmakla bir iyilik elde etmek sadece bir ve aynı şeyin farklı yüzleridir; örneğin bir hasta üzerindeki hastalığı ne kadar atarsa o kadar iyileşir.
Bir İngiliz 1844 Ekim'inin dokuzuncu günü Altın Sahil'de bulunan Cape Coast Castle'da izlediği bir ayini şu sözlerle anlatmaktadır: "Bu gece kötü ruh Abonsam'ı kasabadan kovma ayini düzenlendi. Saatin sekiz olduğunu gösteren kaledeki top patlar patlamaz herkes şeytanı korkutmak için tüfeklerini ateşlemeye, evlerindeki mobilyaları ters çevirmeye, odaların her köşesine sopalarla vurarak avazları çıktığı kadar bağırmaya başladı. Evlerden kovdukları şeytanın peşini sokakta da bırakmadılar; şeytanı kasabadan sürüp denize atmak için yanan meşaleleri sağa sola sallayıp çığlıklar attılar, çubukları birbirine vurup tavaları tıngırdatarak korkunç sesler çıkardılar. Bu ayinden önce dört gün boyunca ortalığa tam bir ölü sessizliği hakimdi; silah atmak, davul çalmak, boş gevezelik etmek yasaktı. Eğer bu dönemde olur da iki kişi kavga eder ve gürültü yaparsa derhal kralın huzuruna çıkarılır ve ağır bir şekilde cezalandırılırdı. Sokakta başıboş dolaşan bir köpek veya domuz, koyun veya keçi görülürse öldürülür ya ya herhangi biri tarafından alınır, eski sahibi hiçbir hak iddia edemezdi. Bu sessizliğin amacı Abonsam'ı yanıltıp gafil avlamak suretiyle korkutarak kaçırmaktı. Bu sessizlik döneminde biri ölecek olursa, dört hafta bitmeden ağlamalarına izin verilmezdi."
Resim