İnsan, uçurumun kenarına varmadan, kanatlanamaz!
Günaha Son Çağrı- Nikos Kazancakis
Yaklaşık iki bin yıl önce Roma dünyaya tüm zulümleri yapıyor. Kudüs halkı da açlık, kıtlık ve felaketlerle bundan nasibini alıyor. Yahudi halkı canından bezmiş bir haldeyken tek bir çıkış yolu görüyor. O da Mesihin gelerek onları bu felaketlerden kurtarmasidir. Tabi her dönem olduğu gibi kendini Mesih gibi gösteren insanlar ortaya çıkıyor. Sonları ise çarmıha geliyor. Bu çarmıhı yapan ise Meryem ile marangoz Yusuf'un oğlu İsa Peygamber...
Kitap İsa peygamberin kutsal yönlerini değil de insani zaaflarını ve Hristiyanlık tarihini ele almış. Bir peygamberin hayatından çok insani duygularını anlatıyor. Olmasi gerektiği gibi, olması muhtemel seklinde, ne eksik ne fazla... Kitabi okurken kelimeler sizi içine öyle bir alıyor ki sanki o anları yaşıyor hissi oluşturuyor. Golgota tepesine çıkarken, çarmıha gerilirken, insanlık için kendini feda ederken, havarilerin ihanetine rağmen umudunu yitirmeden mücadele ederken.... En son Lama Sabaktani dediğinde sanki o çığlık kulaklarimdaydi.
Nikos Kazancakis Günaha Son Çağrı adlı romanı için ölümünden önce şöyle yazmıştı: “Bu kitabı yazmamın nedeni mücadele eden insana ulu bir örnek vermek isteyişimdir... Bu kitap mücadele herkesin itirafıdır. Yayınlamakla ödevimi yaptım: Alabildiğine mücadele eden, hayatta en çok acı çeken ve büyük ümitleri olan birinin ödevini...”Daha önce kilise tarafından afaroz edilen bu ünlü eser çevrilen filmden dolayı bütün dünyada olay yarattı.
Nikos Kazancakis'e karşı ayrı bir ilgi ayrı bir duygu bağı kurmuşumdur. belki de atalarımın YY.larca aynı adada onun atalarıyla beraber yaşaması ve sonunda iki halkın birbirini boğazlamasından kaynaklanıyor bu ilgi...
Aynı şekilde Kazancakis' te bu düşmanlık ve hayranlığın karışımı olan duyguyu Türklere karşı duymuştur. 
Kaptan Mihalis
