Pekala, 12 saat gibi bir süreçte bitirdim kitabı ve hemen inceleme yapmaya geldim.
Cerrah ve Çırak kitabından sonra yine tüyleri diken diken yapan bir kitap. Romanda cinayetlerden bazıları kilisede işleniyordu ve sebebi bilmediğim bir şekilde çok üzüldüm bu kitabı okurken. Bir firma yüzünden çıkan bir felaket ve her felakette olduğu gibi burada da sağ çıkan birkaç tanıkla kitap daha da derinleşiyor. Tess'in kitaplarında hep olduğu gibi yine tıbbi tanımlar ve kalıplarla dolu bir hikaye okuyoruz.
Sorun şu ki, bütün bunlar bana kabak tadı vermeye başladı. Kitaplarda beni saran şey kurgunun iyi olması değil de çok gerçekçi bir dille yazılmış olması. Kafatası erimiş ve elleri olmayan bir cesedi okuduğum zaman haliyle devamını da merak ediyorum. Art arda bu tarz kitapları okuyunca pek de alışılmışın dışında gelmiyor artık, normal bir şey aslında. Kitabı sevdim diyemem, dolu olan kafamı dağıtmam için birebirdi ve iyi bir indirimden almıştım o yüzden çok da bir şey beklemiyordum.
Her neyse, klasik bir Rizzoli & Isles kitabı, boşlukta iyi gidiyor.