Güncel Kelam Tartışmaları

Enis Doko

Quotes

See All
Matematiğin evrene uygulanabilirliği
1. Sayılar gibi matematiksel nesneler ya gerçekte yoktur ya zihinden bağımsız bir şekilde vardır ya da zihne bağlı kavramlar olarak vardırlar. 2. Matematiksel nesneler vardır. 3. Matematiksel nesneler, zihinden bağımsız var olamazlar. 4. Dolayısıyla matematiksel nesneler zihne bağlı kavramlardır. 5. Eğer matematiksel nesneler bir zihne bağlı kavramlarsa, ezeli, zamansız ve sonsuz bir zihin var olmalıdır. 6. Sonsuz, ezeli, zamansız bir zihin vardır.
Bu bilim gemisi bizim gemimiz değildir. Yani ben şöyle düşünmüyorum; bu gemiye biz bir binelim, orada kafalarız birkaçını, bizim istediğimiz yere götürürüz falan kanaatinde değilim. Bizim bir Nuh'un gemisini inşâ etmemiz lâzım, yani bu gemi o gemi değil, bizim Nuh'un gemisine ihtiyacımız var. Ve bilmeliyiz ki Nuh'un gemisi bizi sırat-ı müstakime götürecek olandır. Bunu nasıl inşâ edeceğiz bilmiyorum.
Sayfa 119
Reklam
Enis Doko: Aslında ahlakın objektif veya nesnel olmaması meselesi çok önemlidir. Dikkat ederseniz tartışma esnasında kötülük sorununa da değinildi ve hatta Dawkins rakibinin üstüne gitti. Kötülüğün var olduğunu ve bunun da beklentilerimize uygun olduğunu söyledi. Fakat nesnel manada kötülük yoksa ki başta Dawkins olmak üzere ateistlere göre yoktur, o zaman kötülük sorunu diye bir şey de olamaz. Çünkü nesnel olmayan bir şey ile siz argüman kuramazsınız. Size göre kötü olan şey, bana göre kötü olmuyor.
Geçtiğimiz yüzyılın en büyük keşiflerinden biri sayılan ve dine uygun şekilde fiziksel evrene bir başlangıç addeden Big Bang Teorisinin önemli kuramcılarındam birisi olan astronom George Lemaitre'nin (1894-1966) aynı zamanda bir papaz olduğu unutulmamalıdır. Esasen dine aykırı bir şekilde doğada sonsuzluklar öngörerek yaklaşık 40 yıldır fiziği çıkmaza sürüklediği ve vakit kaybedilmesine yol açtığı belirtilen Sicim Kuramı'na bir de bu gözle bakılması gerekir.
Bu doğrultuda modern bilimin; niçin Hinduizm, Budizm gibi Hint dinlerinin hakim olduğu bir coğrafyada değil de, tek tanrılı dinlerin hakim olduğu Batı'da ortaya çıktığı iyi sorgulanmalıdır. Evren ile Tanrıyı aynileştiren ve böylelikle yüce, kutsal, gizemli, korkutucu ve kavranılmaz bir doğa tasavvuruna sahip olan Doğu dinlerine karşilik ilahi dinlerin Tanrı ile evreni kesin çizgilerle birbirinden ayırmaları ve sonrasında topyekün alemi "sünnetinde değişme olmayan, adil ve hakim bir Tanrı'nın kontrolüne verilmeleri; başına buyruk ruhlardan, doğaüstü güçlerden arındırılmış bir doğa tasavvuru geliştirilmesini sağlamış; böylelikle tabii bilimlerin gelişebilme imkanı bulabileceği bir altyapı oluşturulmuştur. Başta İslâm olmak üzere bütün ilahi dinler tarafından tabiatın mitsel anlatımlardan, şirk unsuru ruhlardan ve tanrısallaştırmalardan kurtarılması, bilimin gelişmesi yolunda en önemli merhalelerinden birini teşkil etmiş Dolayısıyla her ne kadar çatışıyor gibi gösterilseler de, "bilim" ile "ilahi dinler" gerçekte aynı ailenin, aynı dünya görüşünün çocuklarıdırlar. Bu nedenle nasıl ki bilim hurafelerden arındırma konusunda dine katkıda bulunuyorsa, din de bilimi içine düştüğü hurafelerden, sağduyuya aykırı, anti-realist yaklaşımlardan arınmasına yardımcı olabilir. Bu bağlamda Einstein'in kuantum fiziğinin objektif indeterminist yorumuna "Tanrı zar atmaz" sözüyle karşılık vermesi, geleneksel bilim anlayışının dışına çıkan bir savrulmada dini yardıma çağırması olarak görmek mümkündür.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.