Günde Beş Kuruşa Sultan'ın İstanbul'u

Charles Fitzroy

Featured Günde Beş Kuruşa Sultan'ın İstanbul'u Posts

You can find Featured Günde Beş Kuruşa Sultan'ın İstanbul'u books, featured Günde Beş Kuruşa Sultan'ın İstanbul'u quotes and quotes, featured Günde Beş Kuruşa Sultan'ın İstanbul'u authors, featured Günde Beş Kuruşa Sultan'ın İstanbul'u reviews and reviews on 1000Kitap.
Osmanlı'da Nevruz ve Hıdırellez İlgi çekici bir bölüm
Bayramların birçoğu mevsimlere göredir. 21 Mart, geleneksel olarak baharın başlangıcı diye görülür; o gün sultan, gözdelerine hediyeler gönderir. 6 Mayıs'taki Hızır bayramında İstanbul, Akdeniz'in donanma başkenti olarak rolünü kutlar. Donanmanın büyük gemileri, bir dizi daha küçük teknenin eşliğinde Tersane-i Âmire'den Altın Boynuz'a doğru aşağı ilerlerken sahildeki hisarlardan top atışları yapılır, Mızıka-ı Hümayun da marş çalar. Kaptanlar Ege'ye doğru açılmadan evvel Topkapı Sarayı'nın surlarındaki Yalı Köşkü'nde sultan tarafından kabul edilir ve muhtelif adaların dirliklerini alırlar.
Osmanlı'dan günümüze kaybettiğimiz en önemli değerlerden vakıf sistemi
İstanbul toplumunun en ilgi çekici yanlarından biri de, şehrin sakinlerinin mutluluğu ve maddi refahı için çalışan dini vakıflardır. Bunların gelirlerini bağışta bulunan zengin erkek ve kadınlar sağlar ki, bu işlemin adı da "vakfetme"dir. Para, hayır amaçlarıyla kullanılır; camilerin, medreselerin, hastanelerin ve hanların giderleri böyle karşılanır. Bağışlar bazen daha mütevazıdır ve örneğin ancak bir çeşmenin masraflarını karşılar. Bu vakıfların atölyelerinde zanaatkârlar çalışır ve mallarını kendi dükkân ya da pazarlarında satarlar.
Reklam
Türkler alayları da bayramlar kadar sever. Bu alaylar ordu ve loncalar tarafından genellikle dini bayram günlerinde yapılır. Daha da göz alıcı alaylar ise, sultanın aile üyelerinin doğum, sünnet ve evlilik alaylarıdır. Bunlar genelde dört ya da beş gün sürer ve Topkapı Sarayı'nın yukarısındaki tepelerde veya Altın Boynuz'un sahillerinde yapılır. Alaylara hiç dinmeyen bir müzik eşlik eder; bir Türk'ün rebek, sazdan flüt, kanun ve her çeşit vurmalı çalgıdan oluşan bir bandodan daha çok sevdiği hiçbir şey yoktur.
Kâğıthane bahçelerinde ve aslında bütün şehirde görülebilecek en gözde şeylerden biri, tiyatro gösterileri, bilhassa da Karagözdür. Bu bir gölge oyunudur; kuklalar deve veya su aygırlarının postundan yapılır. Gölgeler, arka taraftan bir yağ lambasıyla aydınlatılan beyaz, muslin bir perdeye yansıtılır. Bu oyunun başlıca iki kahramanı vardır: cahil, alaycı, şehvetli ve ağzı bozuk Karagöz'le eğitimli bir Türk olan, konuşması şiirsel ve edebi tınılar taşıyan Hacivat. Köylü kurnazı Karagöz, Hacivat'ı devamlı iğneler, ama kısa yoldan palazlanma girişimleri daima başarısızlıkla sonuçlanır. Oyun baştan sona Karagöz'ün kışkırtıcı şakaları, müstehcen elkol hareketleri ve muzır imalarıyla doludur; bunların her birinin ardından izleyicilerden bir kahkaha tufanı kopar.
Birçok bayramın en temel veçhelerinden biri, Türklerin spor sevgilerini ifade etmeleri için fırsat yaratıyor olmasıdır. Sıkça saatlerce sürdüğü görülen güreş müsabakaları bilhassa popülerdir; ne var ki okçuluk yarışmaları, eskiden olduğu kadar çok görülmez. Türklerin genellikle usta oldukları binicilik maharetlerini de muhtemelen göreceksiniz.
Sultanahmet Camii için
Ey Allahım, bu da senin kulun Ahmed'in bir hizmetidir, inşallah kabul edersin. Sultan I. AHMED
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.