Sanırım serinin en yorucu kitabıydı diyebilirim...
Olaylar o kadar hızlıydı ki, eğer ikinci kitap ile arasına uzun bir okuma süresi girerse bazı kahramanlara "bu kimdi?" diyebilirsiniz. Açıkçası ben Angelin ve Yağmur Kraliçesi'nin daha çok savaşmasını ve bu konu üzerinde durulmasını bekledim. Pek umduğum gibi olmadı. Bana göre, kitaptaki Manto karakterinin olayları uzatması gereksiz geldi. Manto, ana karakter Angelin'den daha çok ön planda olmamalıydı.
Ama kitapta, sevdiğim şeylerden biri de kitabın birçok mitolojiyi harmanlamış olması. Özellikle bu kitapta " Hyperborea"yı ele alması, kitabın adının neden "Güneş" olduğunu kanıtlıyor.
Yine de okumak isteyenler, okumadan önce biraz mitoloji biliyorsa kitaba pek yabancılık çekeceklerini sanmıyorum.
Okuyacak herkese keyifli okumalar diliyorum :)
Oracle Serisinin üçüncü kitabı güneş, dev kadrosuna rağmen yormadan hızlı bir şekilde sonuca ulaştırdı. Masal gibi okunan seri masal tadında bir sonla bitti.
Tabi öncesinde savaşlar, ölüler, Tanrılar. Kaos zirveydi. Bir yandan Yeraltı Dünyasından yeryüzünü tehlikeye atacak ölülerle mücadele eden Mirany, öte yandan Argelin'in Tanrılarla savaşı.
Kuzey kutbunun bulunduğu bölgede yer alan, ılıman iklimin egemen olduğu kıta üzerinde ileri bir uygarlık olduğu düşünülen,
yüzbinlerce yıl önce sel, deprem gibi doğal afetlerin ardından beliren ilk tufanla birlikte sulara gömüldüğü, daha sonra yine eksen değişikliğinden ötürü buzullarla kaplanmış beyaz ırkın vatanı olduğu varsayılan hyperborea ya rastlamak heyecan vericiydi.
Fantastik severlere seriyi kesinlikle okuyun okutturun derim.
Bu son kitap ile seri bitti.
Genel olarak okumaduğım bir tarz olsa de gerçekten bu seri çok keyifliydi.
Gerçekten keyifle okudum ve çok beğendim.. Arada bu tarz okumaya devam etmeliyim.
Keyifli okumalar.
Kitabın yazarı bize öyle bir dünya sunmuş ki hayran kalmamak elde değil . Kişiler ve olaylar bu dünyadan tamamen bağımsız . Yeni dir dünya , yeni bir yaşam ve yeni bir inanış .