Şeker Portakalı’nda oldukça hüzünlü bir çocukluk geçiren Zeze, daha olgun şekilde karşımızda. Güneşi Uyandıralım, Şeker Portakalı’ndan sonra çok içimi açtı.
Kaliteli eğitim görmek için zengin bir aileye evlatlık verilen Zeze, şeker portakalının yokluğunu yüreğine yerleşen cururu kurbağası sayesinde hissetmez. Cururu kurbağası Adam, kısa zamanda Zeze’nin sırdaşı olur ve ona daima yol gösterir. Fakat Adam, Zeze korkularını yenince ve daha da olgunlaşınca, Zeze’nin yüreğinden gidecektir...
Benim kitapta en beğendiğim özellik; Şeker Portakalı’nda bulunan karakterlerin, aynı kişiliklerle başka karakterler olarak ortaya çıkması. Peder Fayolle ile Portekizli karakterlerini çok bağdaştırdım. İkisi de Zeze için bir sırdaş ve baba modeli.
Normal kişiliğini az çok çözdüğümüz Zeze, bu sefer hiç bilmediğimiz yanıyla geldi kitaba. Aşık oldu. Evet, o yaştaki bir çocuk için ilk bakışta aşk çok normal. Beni üzen tarafı ise, sadece 3 gün sürmesi.
Kitapla ilgili aşırı söyleyecek bir şeyim yok. Zaten usta bir yorumcu değilim. Zeze’nin; gösterdiği gelişme ve katettiği onca yol için çok gururluyum. Fayolle, Adam ve Maurice ile olan dostluğunu çok sevdim. Sadece çok mutluyum :)
Umarım okuyan herkes beğenir kitabı..