Mevzide benden başka iki asker daha vardı. Birinden hiç ses alamıyordum. Diğeri ise beni kucağına çekerek üzerime kapandı."Dayanın komutanım, ölmeyin!" diye ağlıyordu. İşte öleceğimi o an anlamıştım. Kelime-i şahadet getirmeye başladım. "Demek böyle oluyor." diyordum. "Böyle lanet bir havada böyle lanet bir yerde mi öleceğim?" diye içimden geçiriyordum.
Sayfa 101