Hiç bu açıdan bakmamıştım. Yani günlük hayatta sıkça başımıza gelen ve genellikle güldüğümüz dil sürçmesi olsun, kekelemek olsun, sesin bazen tonunu aşırı kaybetmesi olsun, bu gibi durumların da bastırılmış duygulardan kaynaklanabileceği hiç aklıma gelmemişti. Böyle şeyler birinin başına gelince gülüyordum nasılsa kendi başıma geliyor diye. Şimdi durduk yere aklıma gelecek, gülemeyeceğiz iş mi yani.
Bu arada 50 sayfa önsöz, 50 sayfa da son söz kısmı var. Oraları geçin bence, içerik zaten epey beyninizi yakacak. Kafamı karıştırmaktan başka işe yaramadı.
Sözcüklerin, isimlerin unutmaları, anılar, dil sürtmeleri, yanlış okumalar, unutkanlık, yanlışlıklar derken birtakım boş inanç ve görüşlere de yer vererek tamamlıyor yazar. Hepimize iyi okumalar dilerim..