Günümüzün Klasikleri 2

Kutlukhan Kutlu

Günümüzün Klasikleri 2 Sözleri ve Alıntıları

Günümüzün Klasikleri 2 sözleri ve alıntılarını, Günümüzün Klasikleri 2 kitap alıntılarını, Günümüzün Klasikleri 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Spirited Away (2001)
Çocukluktan yetişkinliğe doğru çıkılan yolculuğu resmeden yoğunlaştırılmış bir rüya etkisine sahip "Spirited Away", sihirli masallarıyla ünlü büyük anime ustası Hayao Miyazaki'nin elinden çıkma bir başyapıt.
The Truman Show (1998)
Senarist Andrew Niccol ve yönetmen Peter Weir'in "Truman Show"u, gerçekliğimizin bütünüyle sahte olduğuna dair paranoyadan yola çıkıyor. Ve çağdaş medya kültürü üzerine, ekranın içindeki adamın ekranın öbür tarafındaki adamı temsil ettiği bir hiciv çıkarıyor.
Reklam
Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2001)
İnsan hafızası üzerine öyküler giderek cesur, farklı ve ilginç filmlerin alanından çıkıp sıra işi janr örneklerinin alanına girdi. Oysa Charlie Kaufman'ın yazdığı "Eternal Sunshine of the Spotless Mind", seyirciye bu kanıksamışlığı tam anlamıyla unutturuyor.
Dark City (1998)
Alex Proyas'ın belirsiz bir zamanda ve kesintisiz karanlığın hüküm sürdüğü isimsiz bir şehirde geçen "Dark City"si, 90'ların sonunun bilimkurgu severlere sunduğu güzel bir sürprizdi. (...) "Metropolis"ten "Blade Runner"a uzanan kulvarın sakinlerinden olan "Dark City", ayrıca çok daha büyük bir şöhret yakalamış olan "The Matrix"in öyküsünü dayandırdığı kavramlara da daha önce el atmış olmak gibi bir konuma sahip.
Gladiator (2000)
Usta yönetmen Ridley Scott'ın "Gladyatör"ü, kavruk savaş meydanlarından senatonun mermerine ve gladyatör arenasının kumuna, seyirciyi ihtişamlı bir Antik Roma yolculuğuna çıkarıyor. Ve bir yandan gücü elinden alınmış kahramanın yeniden yükselip intikamını alma mücadelesini anlatırken, bir yandan da vahşi gladyatör dövüşlerini şov dünyasının antik bir modeli olarak sunuyor.
Amelie (2001)
Bir romantik komedi. Bir büyüme öyküsü. Yetişkin bedenindeki çocuk gözlerinden, büyülü bir Paris macerası. Hem doludizgin bir görselliğe sahip, hem komik, hem de nostaljik bir masal. Ve tabii ki bir Jeunet filmi. Üstelik bu defa, sanki inadına, göz kamaştıran bir hareyle çevrili.
Reklam
The Big Lebowski (1998)
Coen'lerin kara film parodisi, bu şık türün çoğu gözde unsurunu barındırıyor. Karmaşık bir fidye öyküsü, güçlü ve zengin bir adam, zeki, tehlikeli ve çekici bir kadın... Masumiyet, şiddet ve nihilizm... Ne var ki kahramanımız kurnaz bir dedektif falan değil, tembel ve pasifist Jeff Lebowski olduğundan, öykü kendi kendini çözmek zorunda kalıyor.
The usual suspects (1995)
Bryan Singer'ın bir ayağını geleneklerde, bir ayağını ise yeni olasılıklarda tutan filmi, kalabalık oyuncu kadrosunun performansıyla, pür dikkat izlemeye zorlayan sıkı sıkı örülmüş öyküsüyle, özellikle de gerçeklik zeminini seyircinin ayakları altından çekip alıveren finaliyle, yeni kara filmin öncülerinden biri haline gelmişti.