Bütün Eserleri 3

Gurabahane-i Laklakan - Diğer Yazıları

Ahmet Haşim
“Kurulmuş her insan cemiyeti için lüzumu inkâr edilemez olan mazi sevgisi “şimdi”nin hürmeti ve “hayat”ın aşkıyla düzeltilmediği zaman bir tehlike arz eder.
Sayfa 50
Siz,ey kırk yaşına basanlar! Gençliğinizde kadından titrer,aşktan korkardınız! Bu günkü gencin gözündeki sert parıltı,dudaklarındaki zalim tebessüm ,o eski tehlikeli aşkın gülünç ve evcil bir hayvana döndüğünü anlatmıyor mu ?
Reklam
"Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
Mustaripler yalnız "Mustaribim ! " diye bağırabilenler değildir. Bilinmez niçin , acıyı hayata katan kudret , insandan başka hiçbir mahluka acının sırrını açığa çıkarmak imkanı vermemiştir
"Kalp" kelimesi her lisanda hem sevgi hem de cesaret manasına gelir.
Sayfa 28 - Osman PehlivanKitabı okudu
Reklam
çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
"Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez; savaş sevginin tamamlayıcısıdır."
Müslüman mezarlığında insan her ölü için durup ağlamak ister, o kadar her ölü munis ve cana yakındır.
Sayfa 7
Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Reklam
Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz. Sana yalnız bir ince tâze kadın Bana yalnızca eski bir budala Diyen bugünkü beşer, Bu sefîl iştihâ, bu kirli nazar, Bulamaz sende, bende bir ma'nâ, Ne bu akşamda bir gam-i nermîn Ne de durgun denizde bir muğber Lerze-î istitâr ü istiğnâ.
Ben de artık bir ihtiyar kuştan farklı mıyım? Bu köşe onlar ve benim için gurebahanedir. Son günlerimizi burada birlikte yaşayıp bitireceğiz. Onun için binaya "gurebahane-i laklakan" ismini verdim. Gerçekten kanatları kırık bir leylek, beyaz elbiseler giyinmiş bir hasta gibi uzakta, ağaçların arasında üzgün üzgün dolaşıyor ve ikide bir dallar veya yapraklar arasında görünen mavi ve özgür sema parçalarına kırmızı yuvarlak gözleriyle durup bakıyordu.