Gurebahane-i Laklakan

Ahmet Haşim

Gurebahane-i Laklakan Konusu

Ahmet Haşim'i daha çok şair yanıyla biliriz. Halbuki Haşim çok iyi bir nesir ustasıdır. Bize göre Gurebahane-i Laklakan isimli eseriyle onu usta denemecilerin arasında zikredebiliriz. O dönemde günlük yazılar şeklinde 'fıkra' olarak yazılsalar bile Ahmet Haşim'in yazdıkları, günümüzdeki 'deneme' tanımına tamamen uymaktadır. Hangi varlığı anlatsın Haşim'in dilinde o varlık birden nazarlarımızda büyümekte, önemli bir hale gelmektedir. Bu da onun üslubunun ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Bu kitap, Haşim'in Gurebahane-i Laklakan ve Frankfurt Seyahatnamesi adlı eserlerini içermektedir. Sizleri onun enfes üslubuyla baş başa bırakıyoruz.
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 31 dk.Sayfa Sayısı: 124Yayınlanma Tarihi: Ocak 2012İlk Yayınlanma Tarihi: 2011Yayınevi: Zambak Yayınları
ISBN: 9786051123608Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Puan

6.710 üzerinden
406 Puan · 94 İnceleme

Gurebahane-i Laklakan Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör
Sadık Kocak

Sadık Kocak

@sadikkocak24
·
03 Mart 2018 11:59
6/10 puan verdi
Kitabımız fena değil. Aslında Yanlışlıkla bir deneme yazılmış desek yeridir. Hele ‘Yakından’ adlı bölümde yapılan bir Yakup Kadri düşmanlığı var ki, yazar Karaosmanoğulları (aile lakapları budur, soy isimlerinde de bu sebeple Karaosmanoğlu ismini almıştır) ailesine var gücüyle yükleniyor resmen. Sormazlar mı bu adam sana ne yaptı diye.  Geçen kitap için bir kadın erkek çatışması yaşadığından bahsetmiştim. Hiç özetlemeden onu da aktaracağım. Varın kararını siz verin dostlar. “İnsan cinsinde de, dişinin erkekten daha güzel olması için hiçbir sebep yoktur. Kadının süslenmeye muhtaç olması, saçlarını bir uzatıp bir kısaltması, hayvan kürklerine sarılması, yaratılıştan güzel olmadığının ve bunu kendisinin de bildiğinin kâfi bir delili değil midir? Erkek, suni süs vasıtalarına tenezzül etmez, zira erkek güzelliği buna muhtaç değildir.” Varın, kararı siz verin derim. Tam böyle hak veresim de geliyor ama emin olamıyorum. Acaba kişisel tercihleri nasıldı daha çok onu merak ediyorum diyebilirim. Bu arada asıl diyeceğimi unuttum. Şimdi aklıma geldi onu da ekleyelim. Kitabın adı nereden geliyor diye merak ederseniz Göçmen Kuşların bakım evlerine verilmiş bir isimdir. 19. yüzyılda kurulmuş dünyanın ilk hayvan hastanesidir aynı zamanda. Dönemini göze alınca oldukça büyük bir adım olduğunu da görmemek imkansız. Keyifli okumalar ve iyi günler diliyorum..
7 etkileşim
HD

HD

@HD1903
·
02 Şubat 12:48
10/10 puan verdi
Kitabın Adı:
Gurabahane-i Laklakan - Diğer Yazıları
Gurabahane-i Laklakan - Diğer Yazıları
Kitabın Yazarı:
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Tür: Deneme Modern Türk şiirinin kurucularından kabul edilen Ahmet Haşim’in deneme yazılarından oluşan “Gurebâhâne-i Laklakan”, Düşkün Leylekler Evi’nden yeni sanat anlayışına, mizahtan sinemaya, mimariden sanata, çok farklı konuları ele aldığı, eşsiz üslubuyla zihninin pencerelerini okuruna açtığı az sayıdaki düz yazı kitaplarından biridir. Renkler,kokular,hayvanlar,şehirler… Ahmet Haşim’de gözlem gücü ile birlikte şairane sezişin etkileyici bir üslupla sunulduğu metinlere dönüştüğü görülür. Gurabahane-i Laklakan adlı kitabındaki denemeleri bunun en güzel örneklerinde biridir.
47 etkileşim
Yıldız

Yıldız

@starrybooksandplaces
·
04 Mayıs 08:47
7/10 puan verdi
Merhabalar :) Bugün Ahmet Haşim'in "Gurebahane-i Laklakan" (Gariban Leylekler Evi) adlı eseriyle geldim. Biz bu kitabı #heray2türkklasiği etkinliği kapsamında okuduk. Yazardan daha önce "Bize Göre"yi okumuştum. Ahmet Haşim'in; *Fecr-î Âti edebi topluluğunun bir üyesi
15 etkileşim
Nihal

Nihal

@Tykhenia
·
10 Nisan 17:45
Puan vermedi
"Düşkün Leylekler Evi" Bursa'da Osmanlı mimarisinin bir ürünü de olan Fransız Konsolosluğu milli değerinden çok adını, Ahmet Haşim'in Gurebahane-i Laklakan makalesinden alarak bugün ün kazanmıştır. Ahmet Haşim'in yanlış da yorumlamış olabileceği ihtimali üstünde durulsa da gerçekten onun söylediği gibi hayvan hastanesi olarak kullanıldığını da söyleyenler daha çoktur.   Ahmet Haşim Bursa’ya I. Mimari Akım hakkında bilgi toplamak üzere gelir. O zamanki Fransız Konsolos Yardımcısı Grégorie Baille ile tanışır. Grégorie Baille, Ahmet Haşim’e konsolosluğu gezdirir. Bu arada bahçede beslediği ve bakımını yaptığı iki yaralı leyleği gösterir. Baille bu leylekler için küçük bir de kulübe yapmıştır . Ahmet Haşim bu insani davranıştan etkilenip makalesinin adını “Gurebâhâne-i Laklakân” (düşkün leylekler evi) koymuştur.  Kitabının ismi buradan gelir. Ahmet Haşim’in 1921-1927 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde çıkan yazıları arasından seçilen 29 denemesi yer alır. İlk olarak 1928'de yayımlanmıştır. Denemelerde Ahmet Haşim'in şiirsel kapalılığının yanında o doğa betimlemelerinin de yer aldığı tatlı Türk üslubunu görürüz. Nesiri de şiiri kadar başarılı deme olanağını bize tanır.  Türk kültüründen izleri konusunda barındıran, Türkçeyi zevkle okumak isteyen bütün okurlara tavsiyemdir.
12 etkileşim
Ş.

Ş.

@Y_K_
·
17 Ağustos 15:55
7/10 puan verdi
Kafa dağıtmalık bir kitap, çeşitli konulara değinen denemelerden ve mektuplardan oluşuyor. Ben dili ağırdır diye düşünüyordum fakat hiç öyle değil. Gayet akıcı, hemencecik biten bir kitap.
2 etkileşim

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 62.7
Erkek% 37.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ahmet Haşim
Ahmet HaşimYazar · 31 kitap
Ahmed Haşim (1884, Bağdat - 4 Haziran 1933, Kadıköy, İstanbul), sembolizmin öncülerinden Türk şair. Bağdat'ta doğmuştur. Babası mülkiye kaymakamlarından ve Bağdat'ın eski ve bilinen ailelerinden biri olan Alusizadelere mensup Ahmet Hikmet Bey; annesi ise yine Bağdat'ın ileri gelenlerinden Kahyazadeler'in kızı Sara Hanım'dır. Meşhur tefsir alimi Mahmud el Alusi Ahmet Haşim'in babasının dedesidir. Babasının Arabistan vilâyetlerindeki memuriyetleri sebebiyle düzensiz bir ilkokul tahsili gördü. Aynı sebepten dil olarak da sadeceArapçayı öğrendi. Annesinin ölümü üzerine 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanisi'ne yatılı olarak verildi. 1907'de mezun olunca Reji İdaresine memur olarak girdi. Bir taraftan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği (1914 - 1918) sırasında Çanakkale Cephesinde bulundu. Ayrıca Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. 1924'te Paris'e, 1932'de de hastalığı sebebiyle Frankfurt'a gitti. Çeşitli yerlerde memur olarak çalışan Ahmet Hâşim, daha çok öğretmenlik yaptı. Sanâyi-i Nefise Mektebi'nde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri hocalığı ve Mülkiye Mektebi'ndeki Fransızca öğretmenliği görevlerine ölünceye kadar devam etti. Hâşim'in sanat ve edebiyata ilgisi Galatasaray Sultanisi'nde başlar. Bilinen ilk manzumesi "Leyâl-i Aşkım" 1901'de "Mecmua-i Edebiyye"de yayınlandı. Bu dönemde Muallim Naci, Abdülhak Hâmid, Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin'in tesiri altında kaldı. Son sınıfta iken Fransız şiirini ve sembolistleri tanıdı. Bundan sonra kendi şahsiyetini gösterdi ve ilk şiirlerini kitaplarına almadı. 1905 - 1908 yılları arasında yazdığı ve Piyâle kitabına aldığı "Şi'r-i Kamer" serisindeki şiirleri hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti ve beğenildi. 1909'da kurulan Fecr-i Âti'ye girdi. "Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek" prensibinden hareket eden Fecr-i Âti grubunun yayın organı Servet-i Fünûn dergisinde şiirler yayınladı ve Servet-i Fünûn - Edebiyat-ı Cedide - topluluğuna yapılan hücumlara makaleleriyle katıldı. 1911'de yayınlanan Göl Saatleri adlı şiirleriyle haklı bir şöhret kazandı. Fecr-i Ati dağıldıktan sonra siyasi ve edebi akımların dışında kendisine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi olarak kaldı. Dış dünya gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek anlatır; sonbahar, akşam kızıllığı ve karamsarlık önemli temalardır. Ahmet Haşim fıkraları, denemeleri ve gezi yazılarıyla da önemli bir yazardır. Düz yazılarında dili sade ve oldukça başarılıdır.

Gurebahane-i Laklakan Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
Rabia G.

Rabia G.

@Seretann
·
10 Şubat 2021 13:49
Bu bir cellat oyunudur. Kestiğiniz hayvanların akan kanları karşısında kalbiniz hiçbir acı duymuyor mu? - Hayır! Hissiz bir medeniyet terbiyesiyle karşı karşıya idim. Gözlerimi korkuyla haşyetle kapadım!
8 etkileşim
Yalnız Adam

Yalnız Adam

@Kitaplardayasam
·
07 Nisan 2020 03:47
Sanat bir yalandır.
7 etkileşim
Yalnız Adam

Yalnız Adam

@Kitaplardayasam
·
07 Nisan 2020 03:58
Siz, ey kırk yaşına basanlar, gençliğinizde kadından titrer, aşktan korkardınız! Bugünkü gencin gözündeki sert parıltı, dudaklarındaki zâlim tebessüm, o eski tehlikeli aşkın gülünç ve ehlî bir hayvana döndüğünü anlatmıyor mu?
4 etkileşim
Oğuzhan Âsım Güneş

Oğuzhan Âsım Güneş

@Muunhasir
·
10 Mayıs 2018 21:43
Hayat ve vücudun maniası, karanlık bir duvar gibi yıkıldıktan sonradır ki, ruhun beyaz ışıkları semalara vurabiliyor.
9 etkileşim
Oğuzhan Âsım Güneş

Oğuzhan Âsım Güneş

@Muunhasir
·
09 Mayıs 2018 14:12
Parasız görünmek utancı, dünya sahasında namus utancını mağlüp etti. - Namusumdan utanmaya başlıyorum.
16 etkileşim

Gurebahane-i Laklakan İletileri

Tümünü gör
Hayatının şaheseri bahçenin terk edilmiş bir köşesindeki “Gürebâhâne-i laklakan” idi. Bu gülünç adın sebebini bana sonra anlattı. (Greguvar Bay) -Bahçeyi bakımsız buldunuz değil mi; bahçenin bu terk edilmiş ve perişan halini kendim istedim. Sarmaşıkların, örümcek ağları şeclinde, biri birine bağlanıp bütün ağaçları kaplaması için senelerce bekledim, bilseniz bunun için ne kadar çalıştım.
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Gurebahane-i Laklakan
Gurebahane-i Laklakan
Türk san’atının muhabbeti bana “tabiat” muhabbetini öğretmiştir. Tabiatı kayda tâbi görmek bana şimdi eza (sıkıntı, üzüntü) veriyor. • Bir bahçe için bir ormana benzemekten daha fazla bir güzellik tasavvuru kabil midir? • Şimdi Le Nôtre usulü fransız bahçeciliği bana bir çirkinlik ve bir mânasızlık gibi görünmektedir.
Gurebahane-i Laklakan
Gurebahane-i Laklakan
Bu adam Türk hat ve tezhibinin Bursa’da son üstadıdır. Bu küçük dükkânda, son şaheserlerini, artık güzelliği anlamayan bir neslin kayıtsızlığı içinde meydana getiriyor.
Gurebahane-i Laklakan
Gurebahane-i Laklakan
İşte Gürebâhâne-i laklakan! dedi. Biliniz ki bu inziva yerinde arkadaşlarım yalnız sakat ve ihtiyar bir iki leylektir. Bilmem Bursa’yı gezerken gördünüz mü? Haffaflar çarşısında bir meydan var. Burası sakat bazı hayvanların darülacezesidir. Kanadı veya bacağı kırık leyleklere, kargalara, kör ve sağır baykuşlara burada yardım edilir.
Gurebahane-i Laklakan
Gurebahane-i Laklakan